Uzun zamandır “geleceğin dili” olarak pazarlanan yazılım, artık o geleceğin içindeyken başka bir dönüşümden geçiyor. Programcılık, sadece sıfır ve bir arasında değil; yapay zekâ, otomasyon ve yeni geliştirme ortamlarıyla şekil değiştiriyor. Eskiden bir yazılımcının tek başına yaptığı işleri, artık otomatik kod üreticiler, GitHub Copilot gibi yapay zekâ destekli araçlar saniyeler içinde yapabiliyor.

Bu durum, yazılımcının önemini azaltmıyor ama tanımını değiştiriyor.

Kod yazarken karşımıza çıkan otomatik tamamlama sistemleri artık yalnızca “parantezi kapatmakla” kalmıyor; komple fonksiyonlar, sınıflar, test senaryoları bile öneriyor. GPT tabanlı araçlar sayesinde yalnızca ne yapmak istediğini açıklaman yeterli: “Bana bir Python fonksiyonu yaz, metin içindeki email adreslerini bulsun.”

Eskiden bir saat uğraşacağın işlemi birkaç cümleyle çözüyorsun. Bu hem verimliliği artırıyor hem de yazılım dünyasında rol paylaşımını yeniden şekillendiriyor.

Geleneksel yazılımcı, sorunu kendisi analiz eder, yapıyı kurar, kodu yazar ve test ederdi. Şimdi sistemin “analiz” kısmını da yapay zekâlar üstlenebiliyor. Bu durumda geliştiricinin işi daha çok “doğru soruyu sormak” oluyor.

Yani artık yazılımcının temel becerisi, iyi kod yazmak değil; ne kod yazılacağını net anlatmak. Bir nevi teknik editörlük, analitik anlatıcılık...

GitHub gibi açık kaynak platformlar, yapay zekâyla entegre olmuş durumda. Yapay zekâ, depolardaki projeleri analiz edip hangi satırların neden yazıldığını anlayabiliyor. Yeni geliştiriciler için bu büyük bir kolaylık. Kod okumayı öğrenmek, belki de yeni jenerasyon yazılımcıların temel yeteneği olacak.

Eskiden kod yazmak önemliydi, şimdi kodun “neden” öyle yazıldığını anlamak daha değerli hale geliyor.

Bu soruya yanıt evet gibi görünüyor. Artık birçok uygulama, hazır kütüphaneler ve açık kaynak bileşenlerle birleştiriliyor. Üzerine de AI destekli araçlar gelince, sıfırdan yazılan kod miktarı azalıyor. Ancak bu, yazılım üretimini azaltmıyor; tam tersine hızlandırıyor.

Yani az kodla çok iş yapma dönemi başladı.

Yapay zekâ destekli kod üretimi, yazılımcıyı değersizleştirmiyor; tam tersine çok yönlü olmayı teşvik ediyor. Artık geliştiricilerin sadece teknik bilgiye değil, yaratıcı problem çözme, iletişim, ürün anlayışı gibi becerilere de sahip olması bekleniyor.

Yeni dönemin yazılımcısı hem mühendis, hem danışman, hem stratejist olmalı.

Kodlama artık yalnızca bilgisayarlarla değil, insanlar arası iletişimle de ilgili. Ne kadar net anlatırsan, o kadar iyi sonuç alırsın. Yapay zekâ, kodun bir kısmını alabilir ama ne yapılacağını anlamak hâlâ insana düşüyor.

Gelecekte kod yazmak, belki klavye yerine konuşarak yapılacak. Ama ne söylendiği, neyin neden söylendiği her zaman en önemli şey olarak kalacak.