Tom Barrack… ABD Türkiye Büyükelçisi, aynı zamanda Suriye Özel Temsilcisi. Son dönemde yaptığı açıklamalar ile dikkat çeken bir isim. Görevine, “Avrupa, Asya ve Orta Doğu’nun en stratejik kavşağında yer alan değerli NATO ortağımız Türkiye’nin katkıları saymakla bitmez” sözleriyle başlamıştı.
ABD’nin masada yanımızda, sahada karşımızda konumlandığı bu dönemde Tom Barrack’ın açıklamaları büyük önem arz ediyor. Bir yandan Türkiye’ye övgüler dizen Barrack, diğer yandan öyle sözler sarf ediyor ki Türk devletinin izzet-i itibarı adeta yerlere seriliyor. Üzerine vazife olmayan açıklamalar, Türk devletine rota tayin eden söylemler, Türk milletine akıl veren ifadeler…
Tipik bir “müstemleke valisi” gibi ortada dolaşıyor.
***
“Türkiye, Türklere bırakılamayacak kadar değerlidir.”
“Türkiye’nin iç politikası ABD’nin dış politikasıdır.”
Tom Barrack bu sözlerle mi motive oluyor, yoksa Trump–Erdoğan dostluğuna mı güveniyor bilmiyorum. Ancak takındığı tavrın Türk halkını rahatsız ettiği kesin. Ruhban Okulu’nun şu tarihte açılacağını, Türkiye’nin İsrail’le barışacağını, S-400’lerin akıbetinin şöyle olacağını söyleyen; yani doğrudan iktidarın yetki alanına giren konularda sayısız açıklaması var. Muhalefet tepkili, iktidar şu ana kadar suskun ve yine Bahçeli konuşuyor: “Tahakkümcü, mütecaviz ve dayatmacı teşebbüs, teklif ve değerlendirmelerin istiklal ve istikbal şerefimizi dikkate almadığı, pervasız ve küstahlıkta sınır tanımadığı ortadır.” Bu açıklama, tabiri caizse köpeksiz köyde değneksiz gezme rahatlığındaki Barrack’a bir uyarı, hatta daha ileri bir ifade ile bir had bildirme niteliğinde.
***
Daha önce bu kadar gündem olan bir ABD büyükelçisi oldu mu, hatırlamıyorum. Ortadoğu, Balkanlar, Kafkasya… Hemen her noktada ve her konuda demeç veren bir Büyükelçi.
Farklı zamanlarda yaptığı iki açıklama üzerinden bir izahatta bulunayım:
“Türkiye için en iyi sistem Osmanlı millet sistemidir. Benim için İzmir; Yahudilerin, Müslümanların, Hristiyanların bir arada yaşadığı, bu toplulukların harmanlandığı bir örnek. Bu, tüm dünyada ve Orta Doğu’da olması gereken bir durumdur. Bence Türkiye tüm bunların merkez noktası olabilir…”
“Geçmişten ne öğrendik? Baharat ve İpek Yolu Doğu'yu Batı'ya bağlardı ve medeniyetlerin kaynaşması gerçekleşirdi. Bu tekrar olabilir ancak 1919'dan beri ulus-devletler tarafından engellenmiş durumdayız. Her ülkenin, her devletin farklı bir hükümet türü tarafından yönetilmesi fikri pek iyi işlemedi.”
Bu alıntıları alt alta koymamın nedeni, ifadelerin üzerine daha rahat düşünülmesini sağlamaktır. Bu satırları okuyan bazıları “Ne var bunda, ne güzel açıklamalar” diye düşünebilir. Ancak keşke mesele basit bir tarihî/siyasî söylemden ibaret olsa. Bu ifadeler, düpedüz Türkiye’nin ulus ve üniter devlet kimliğini hedef alan; bu kimliği önce tartışmaya açan, sonra da tahrif ve tahribata sevk eden ifadeler. Türkiye’yi imparatorluk hayaline sürükleyip aslında bir eyalete dönüştürmeyi planlayan ifadeler. Önceki açıklamalarında Ortadoğu’yu devletsiz bir kabile toplumu olarak gördüğünü açıkça beyan eden Barrack’ın, bu listeye Türkiye’yi de ekleme niyetini açık eden ifadeler.
Bu ifadeler, Türkiye’yi Ortadoğu’ya örnek gösterip esasen Türkiye’yi Ortadoğu formuna sokmayı tahayyül eden ifadeler.
Ben derim ki; aman dikkat… Türkiye ulus ve üniter devlet kimliğinden vazgeçtiği gün, Ortadoğu’nun karanlık kapılarının sonuna kadar açılacağını hesaba katmalıdır.
***
Son söz;
TÜSİAD’ın uyarıları, Hürriyet’in manşetleri, Genelkurmay’ın ışıkları…
Bunlar eski Türkiye’nin defolarıydı.
Tıpkı ABD büyükelçisinin açıklamaları gibi.
Sayın Tom Barrack;
Bugün Türkiye’de ne ABD bayraklarıyla karşılanacağınız bir sokak, ne “Bizim çocuklar iyi iş başardı” diyeceğiniz bir güç, ne de “CIA’nin ileri karakolu” gibi bir pozisyonunuz var.
Belli ki YPG/SDG üzerinden başaramadığınızı, “yumuşak geçişle” elde etmeyi planlıyorsunuz.
Belli ki sırtımızı sıvazlayarak başımıza bir çuval daha geçirmeyi düşünüyorsunuz.
Belli ki siz “Çekiç Güç’ün ete kemiğe bürünmüş halisiniz.
Söz konusu ABD olunca “Allah bir” sözünü dahi iki kere düşündüğümüz bugünlerde size tavsiyem:
Barrack bu işleri Tom!