Önceki gün İdlib’de askerlerimize düzenlenen hava saldırısında çok sayıda Mehmetçiğimiz şehit olurken yüreğimize de ateş düştü.

Şehitlerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine başsağlığı ve yaralılarımıza acil şifalar dileriz.

Suriye’de ve İdlib krizinde artık yeni bir aşamaya girdik.

Hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak.

Ordumuz rejim güçlerinin alçakça saldırılarına misliyle ve daha fazlasıyla karşılık veriyor.

Fakat bu kadar ağır kayıp vermemize yol açan saldırının Beşşar el-Esed’in işi olmadığını biliyoruz.

Rusya Savunma Bakanlığı, Türk askerlerini hedef alan saldırıya Rus uçaklarının katılmadığını öne sürse de bunun hiçbir anlamı yok.

Putin’in izni olmadan Beşşar el-Esed böyle bir saldırıya kalkışamaz.

Onca askerimizi bilerek ve isteyerek şehit eden Rusya, “Türkiye o bölgede Türk askerlerinin olduğu konusunda bizi bilgilendirmedi” diyerek aklımızla dalga geçiyor.

Askeri konvoyumuza düzenlenen saldırının Serakib’in Türkiye’nin desteğiyle Suriye Milli Ordusu’nun eline geçmesine misilleme olduğunu anlamayacak kadar aptal değiliz.

Ayının dostluğu buraya kadar…

Tek başına diplomasiyle sonuç alınamayacağı kesinleşti.

Rusya’yı durduracak alternatif planları ve başka seçenekleri devreye sokmak gerekiyor.

Avrupa’ya geçmek isteyen mültecilerin önündeki engellerin kaldırılması doğru yönde atılmış bir adım.

Avrupa ülkeleri Putin’e karşı ya ellerini taşın altına koyacaklar ya da İdlib krizi konusundaki duyarsızlıklarının bedeline katlanacaklar.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, geçen hafta “A, B, C planlarımız hazır; yeri gelince uygulanır” demişti.

O planları uygulamanın vakti geldi.

Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın rejim güçlerinin gözlem noktalarının gerisine çekilmesi için verdiği süre de bugün doluyor.

Beşşar el-Esed’in şebbihasını ve İran destekli Şii milisleri Gerginliği Azaltma Bölgesi’nin dışına çıkarmak için harekete geçmek gerekiyor.

Suriye’de rejim güçleri her yerde hedef alınmalı.

İdlib’e sıkışıp kalmak yanlış olur.

Sahil cephesinin açılması ve Lazkiye dâhil birçok yerin aynı anda vurulması hem rejimin daha ağır kayıplar vermesini sağlar hem de Rusya’nın dikkatini dağıtır.

Putin, Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da olabileceğini, rejim güçlerinin İdlib’i işgal etmesini sağlamaya çalışırken, Şam’ı kaybedebileceğini, rejimin tümüyle devrilebileceğini veya en azından daha çok bölgeyi kaybedebileceğini görmeli.

Bu arada, kahraman askerlerimiz Türkiye’nin milli güvenliği ve bekası için İdlib’de canları pahasına mücadele verirken bir başka savaş da propaganda alanında yaşanıyor.

Ne yazık ki Rusya, İran ve Suriye rejimi yanlıları ülkemizde asılsız haberler ve kasıtlı gündeme sokulmuş söylentilerle operasyona kalkışabiliyor.

İddiaları bir süre sonra yalanlasa dahi ajan provokatörler belirli ölçüde amaçlarına ulaşmış oluyorlar.

Çünkü sosyal medyada gerçekler ve iyi değil asılsız haberler, komplo teorileri ve kötü daha çok alıcı buluyor.

Ülke olarak kritik bir süreçteyiz ve bu süreçte iç cepheyi mümkün olduğunca güçlü tutmalı, pusuda bekleyen düşmanın fitne ve fesat çıkarma çabalarına fırsat vermemeliyiz.

Ordumuza güvenmeli ve muzaffer olması için dua etmeliyiz.