Önceki akşam oynanan Trabzonspor-Fenerbahçe müsabakasında yaşanan olaylar malumunuz.

Sevgili Kaya Temel, maçın teknik analizini ve hakemin darp edilmesine varan mide bulandırıcı olayları hemen yan sayfadaki köşesinde değerlendiriyor.

Ben burada meselenin farklı bir boyutunu ele almak istiyorum.

PEREIRA’NIN SÖZLERİ, ONUR’UN ONURLU TAVRI

Avni Aker Stadı’ndaki maç “bitirildikten” sonra iki hadise dikkatimi çekti.

Birincisi, Fenerbahçe Teknik Direktörü Vitor Pereira’nın sözleriydi: “Eğer Trabzonspor futbolcusu olsaydım kapasitemi göstermekte bu akşam çok zorlanırdım. Trabzonspor iyi oyunculardan kurulu iyi bir takım, çok daha iyi performans gösterebilecek bir takım. Bu baskı altında bunu başarmaları zor oluyor. Trabzonspor taraftarı kendi takımlarının en büyük rakibi haline geldi. Kendi takımlarının tersine döndüler, oyuncularının güvenlerini kırdıklarını gördüm.”

İkincisi ise, Trabzonspor’un milli kalecisi Recep Onur Kıvrak’ın formasını çıkarıp taraftara dönerek, “Benden bu kadar” işareti yapmasıydı. Aynı zamanda bordo-mavililerin kaptanı olan Onur, maç boyu tüm ailesine ağır şekilde küfredildiğini açıkladı.

Hatırlayacaksınız, Onur’un bu hareketinin bir benzerini, 2013 yılında yine Avni Aker’de, şu an Fenerbahçe forması giyen Volkan Şen’den görmüştük.

O günlerde Sancaktar Dergisi’nde -yine “Şut ve Devrim” köşesinde- “Teşekkürler Volkan” başlığıyla bir yazı yayınlamıştım.

Sancaktar’ın 30 Ağustos-5 Eylül 2013 tarihli 35. sayısında yer alan mevzubahis yazıyı dikkatlerinize sunmak isterim:

“TEŞEKKÜRLER VOLKAN”

“Trabzonspor ile Rizespor arasında geçen Pazartesi oynanan maçın 42. dakikasında, Trabzonsporlu futbolcu Volkan ile takımının tribünündeki bir taraftar arasında ağız dalaşı yaşandı. Muhtemelen çok ağır bir küfür işiten Volkan gözyaşları içinde, teknik heyetten izin almaksızın sahayı terk etti.

Olayı değerlendiren Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, ‘Seyircilerin oyunculara küfretmesini tasvip etmemiz mümkün değil’ dedi ama ekledi: ‘Profesyonel bir futbolcuya “Bana küfrettiler, sahadan çıkıyorum” tavrı yakışmaz. Mahallede misket oynamıyorsunuz. Bunu yapan oyuncunun elbette bizim yanımızda yeri yok.’

En başta dediğimiz gibi, bu köşenin varlık sebebi, (inanması güç ama) futbolu oynayanların (da) insan olduklarını hatırlatmak istememizdir. Bu manada, Volkan’ın bu hayli insani protestosunu tebrik ve takdir edip, küfür kıyamet varlığını sürdüren tribün geleneğimizin bütününe yapılmış saydık.

MESLEĞİN FUTBOLCULUK İSE KÜFRE MÜSTEHAKSIN!

Rızkını temin ettiği bir mesleği zaman zaman iyi icra edemiyor diye bir erkeği zangır zangır ağlatacak kadar ileri gidebilecek bir densizlik, futbolculuk dışında başka hangi meslekte görülebilir? Mesela herhangi bir kunduracı birkaç kez kötü ayakkabı imal etti diye Volkan’ın maruz kaldığı muameleyle karşılaşabilir mi? Bütün meslek hayatı boyunca kötü ayakkabı imal eden bir kunduracı dahi olsa, bir daha ondan alışveriş yapmazsınız, o da muhtemelen kendisine başka bir meslek edinir, konu kapanır.

Sadece Trabzonspor Başkanı değil, futbolseverlerin maalesef kahir ekseriyeti, ‘Profesyonel futbolcu, “Bana küfrettiler oyundan çıkıyorum” diyemez’ anlayışını benimsemiş durumda. Nitekim onlara göre rızk temini için kunduracılığı değil de ‘profesyonel futbolculuğu’ meslek olarak seçmişseniz, en ağır sinkaflı küfürleri yemeniz gayet doğal!

Öte yandan, (muhtemelen Trabzonspor Başkanı da dahil) bahsi geçen futbolseverler, 2006’da Kamerunlu futbolcu Samuel Eto’o’nun kendisine yapılan ırkçı tezahürat nedeniyle gözyaşları içinde sahayı terk etmek istemesini -doğal olarak- takdir ile karşılamış, Eto’o’yu alkışlamışlardı. Peki, ‘profesyonel futbolcu’ için sınır nerede? ‘Her türlü aşağılık tezahürat normal; ırkçı tezahürat hariç’ mi? Gülünç.

İnşallah Volkan’ın bu ilk niteliğindeki protestosu tüm ‘profesyonel futbolculara’ sirayet eder. İnşaallah her maçta en az bir kere böyle bir olay yaşarız. Ta ki, ‘taraftar’ denilen o (ırkçılık hariç) her türlü iğrençliği yapması güya kerhen mazur görülen o kalabalık, iğrençlik yapmak için değil, futbol izlemek için tribünde bulunduğunu hatırlayana kadar… Ta ki, Trabzonspor Başkanı ve onun gibi düşünen diğer tüm futbol yöneticileri, oyuncusunu ‘Misket oynamıyorsun burada!’ diye azarlamak yerine, ‘Oyuncumuza geçmiş olsun diyoruz’ diyene kadar…

Geçmiş olsun Volkan kardeş. Bu şerefli proteston için Allah senden razı olsun. İnsan olduğunu hatırlattığın için sağol, varol. ‘Bu oyunun kuralı buysa, oynamıyorum’ dediğin için teşekkürler.”

“BİZE HER YER TRABZON” AFYONU

“O günden bugüne değişen hiçbir şey yok” demeyi çok isterdim, ama aksine, o günden bugüne çok şey -menfi yönde- değişti.

“Trabzonspor deplasmanı zordur, taraftarı şöyledir, atmosferi böyledir” diye başlayan karanlık yol, geçen yıl Fenerbahçe kafilesini taşıyan otobüsün kurşun yağmuruna tutulmasına, bu yıl lig tarihinde ilk kez bir hakemin bordo-mavili bir taraftarın saha içindeki saldırısıyla yaralanmasına kadar vardı. Daha önce bu köşede defalarca izah ettiğimiz üzere, iddianın, “resmi bahis” organizasyonun, yayıncı kuruluşların, futbolu bir oyun olmaktan çıkarmak için gösterdikleri “insanüstü gayret” kapsamında, Trabzonspor taraftarına da “Bize her yer Trabzon” afyonu düştü.

ALLAH RAZI OLSUN USTA

Bordo-mavili evrende müspet yönde değişen bir şey var ama: Trabzonspor’un başkanı.

Önceki akşam Fenerbahçe maçında yaşananları değerlendiren Trabzonspor Kulübü Başkanı Muharrem Usta, yerlerde sürünen “Avni Aker” imajını düzeltmek için elini taşın altına koyacağının sinyallerini vererek şunları söyledi:

“Hem hakemin darp olayıyla ilgili üzgünüm, hem de Trabzonspor için sembol olan Onur gibi bir oyuncumuzun karşılaşmış olduğu kötü durumla ilgili ikinci bir üzüntü yaşıyorum. Çünkü bu şehir, bu takım, bu kulüp buralara çok büyük emeklerle geldi. Arkasında milyonlar, sevinçten ve üzüntüden gözyaşının sel olduğu, olağanüstü tarihin yazıldığı bir kulüpten bahsederken böyle bir kulübün içinden geçmekte olduğu tabloya baktığımda emin olun çok üzülüyorum. Bize bu tarihi emanet edenler adına üzülüyorum (…) Sorunlarla karşı karşıya olan bir takım ve bu takımın gerçekten yaşananlardan çok fazla üzüntü duyan bir taraftarı var. Üzüntüsünün şiddete dönüşmeyen boyutunun arkasındayım. Kim olursa olsun kendi oyuncumuzu, Onur gibi bir oyuncumuzu da, hakemimizi de, ya da bir başkasını da sıkıntıya sokabilecek eylemin ilk önce Trabzonspor karşısındadır.”

Futbolcusunu “Misket oynamıyoruz burada!” diye azarlayan bir bakıştan, “Oyuncumuzu sıkıntıya sokacak taraftarın karşısındayız” diyen bir bakışa…

Allah sende razı olsun Muharrem Usta.

BORDO-MAVİLİLER FUTBOLUMUZU BU BATAKLIKTAN ÇIKARABİLİR

Evvelallah, Trabzonspor, 5 maç veya 10 maç ceza aldığında değil, hakeme saldıran o ve benzeri psikopat taraftarlar statlardan yasaklandığında ya da meşhur 6222 sayılı kanun tam uygulandığında da değil; yönetimlerde, teknik kadrolarda, futbolcular arasında Muharrem Usta gibi isimler çoğaldıkça düze çıkacak.

Bakarsınız bu reçeteyi tatbik eden bordo-mavili kulüp ihya olur da, tepeden tırnağa tüm futbolumuzu bu iğrenç bataklıktan kurtaracak “rol model” haline gelir.

İnşaallah.