Dağlıca şehitleriyle ilgili sabah saatlerine kadar süren iletişim trafiğimiz sonuç vermedi. Bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde de şehit sayısı açıklanmamış, sosyal medyadaki bilgi kirliliği ülke genelindeki gerginliği körüklüyordu.

Teyit edilen ve edilmeyen bilgilerden ilk saldırıların zırhlı araçlara yönelik yapıldığını anlıyoruz. Tablonun ağır olduğu ifade ediliyor. Genelkurmay’ın önceki gece yarısı yaptığı ilk açıklamada da, “Yola döşenen el yapımı patlayıcıların patlatılmasıyla 2 zırhlı aracımız ağır hasar görmüştür. Patlama neticesinde kahraman silah arkadaşlarımızdan şehit ve yaralananlar olmuştur” ifadesi kullanıldı.

2011 yılından bu yana dikkatimizi çeken zırhlı araçlara yönelik saldırılar ve ağır bilançolar, bazı soruların yüksek sesle sorulma vaktinin geldiğini işaret ediyor. Çözüm Süreci’nden önce, çoğu basın organında güçlü bir şekilde dile getirilen konuyu, bugünlerde sadece muhalif olarak nitelendirilen medya organları gündeme taşımaya çalışıyor.

Lafı uzatmadan söylemek gerekirse; son yıllarda, özellikle 7 Haziran seçimlerinden sonra PKK tarafından gerçekleştirilen saldırılarda, Shortland ve benzeri zırhlı araçlar paramparça oluyor. Güneydoğu Anadolu bölgesinde hem de şehir merkezlerinde yaşanan her saldırıda 2-6 şehit veriliyor. Benzer araçlar askeri birliklerin elinde de var ve bu araçlara karşı gerçekleşen saldırılarda da aynı korkunç manzaralar ortaya çıkıyor.

Bu tabloda cevaplanması gereken üç can alıcı soru var karşımızda:

Bildiğim kadarıyla 1990’lı yıllardan bu yana kullanılan bu zırhlı araçlar, saldırı sırasında neden teneke gibi eziliyor?

Araçlar aynı kalitede üretiliyorsa eğer PKK’nın kullandığı patlayıcı türü mü değişti?

Genellikle toplumsal olaylarda gördüğümüz bu araçlar, molotof kokteyli ve kalaşnikof mermisine mi dayanıklı? Roket ve mayınlara karşı dayanaklı değil mi?

Suriye savaşının ardından ülkelerin sınırları kevgire döndü. Dünyanın en gelişmiş silahlarının denendiği bir fuara dönüşen Suriye’den başka ülkelere silah transferinin yapılmadığını kimse garanti edemez. PKK’nın bir kolu zaten Suriye cephesinde savaşıyor.

PKK yeni ve güçlü silah türleri kullanmaya başladıysa bizim devlet bürokrasisinin de bu değişime hızlı ayak uydurması gerekiyor. PKK, son saldırılarıyla elinde sadece kalaşnikof bulunan bir örgüt olmadığını gösteriyor.

PKK’nın silah teknolojisi geliştiyse buna karşı alınacak önlemler anında devreye sokulmalı. Saldırılar karşısında teneke gibi ezilen, kâğıt gibi buruşan zırhlı araçların bölgeden çekilmesi gerekiyor. Yerine, genellikle askerin kullandığı Kirpi ve benzeri zırhlı araçların emniyet teşkilatında da kullanılması çözüm olabilir.

Bugüne kadar çatışmaları, savaşları değil mağduriyetlerini yazdım, mağdurlarının yanında habercilik yaptım. Bugün ise böylesine teknik bir meseleyi kaleme aldım. Çünkü birinin çıkıp bir şeyler söylemesi gerekiyor.