Çamurdan yaratılmışlar olarak bazı şeyleri maalesef çok çabuk unutuyoruz. Mesela ‘ölüm gerçeğini’ unuttuğumuz gibi… Farkında mısınız? Bugün itibarı ile dünya genelinde Kovid-19 virüsüyle hayatını kaybedenlerin sayısı 125.000’e yaklaştı. Bunun 1500’den fazlası da bizim vatandaşımız. Geçen hafta sonu, iki günlük sokağa çıkma yasağı öncesi yaşanan çirkinliklere hep birlikte şahit olduk değil mi? Bu denli katmerli acılara rağmen anlaşılan o ki bizler ölümü pek umursamıyoruz. Allah aşkına dostlar söyleyin hele! Bu nasıl bir cinnet halidir, bu nasıl bir paradokstur? Zihnimizi bulandıran şeyler acaba nelerdir? Hafazanallah yoksa biz faniler kendimizi ölümsüz mü zannediyoruz?  Yahut Allah korusun Cenab-ı Allah’ın rahmetinden ümidimizi mi kestik?

Kıymetli dostlar; unutmayalım ki hepimiz imtihan dünyasındayız. Ve dünya hayatı çileli bir yolculuktur. Elbette hepimizin irili ufaklı pek çok günahları vardır. Yapmış olduğumuz hataların, işlediğimiz günahların, belki de sayısını unuttuk. Lakin her ne günah işlemiş olursak olalım, ümitsizliğe kapılıp ilahi rahmetten umudumuzu kesemeyiz. Aksi bir düşünce bilesiniz ki fikir kofluğudur ve çok büyük bir günahtır. Ümitsizliğin en kötüsü, Allah’ın rahmetinden ümit kesmektir. Oysa Allah’tan asla ümit kesilmez. Allah’ın rahmetinden ümit kesen bilesiniz ki kâfir olur. Bizler Allah´a, Peygamber´e ve ahiret gününe inanan kişileriz. Ve biliyoruz ki; kendimizle yüzleşip yaptığımız hatalardan samimi bir şekilde pişmanlık duyar ve vazgeçersek, Allah’a yönelip tövbe edersek, rahmeti gazabından büyük olan Rabbimiz bizleri bağışlar. Çünkü Rahman ve Rahim olan Allah, daima bizimle beraberdir. O günahta ısrar etmeyenleri ve tövbe edenleri sever ve bağışlar. Alışkanlıklarınız, arkadaş çevreniz ya da bulunduğunuz ortamlar zinhar sizi yanıltmasın! Bunların hiçbiri tövbe etmemize, Cenab-ı Allah’a yönelmenize engel değildir. Bakın ne buyuruyor Cenab- ı Allah, Kur’an-ı Kerim’de; “De ki: Ey kendi aleyhlerinde olmak üzere haddi aşan kullarım! Allah´ın rahmetinden ümitsizliğe düşmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları bağışlar. Çünkü O, bağışlayandır, merhamet sahibidir.” (Zumer-53)

O halde gelin, sıkıntıların karabasan gibi üzerimize çöktüğü bu zor günlerde; günahları ve kötülükleri terk edip Allah’ın emirlerini yerine getirmeye gayret gösterelim. Yüce Rabbimizin emrine uyarak yürekten ve samimiyetle tövbe edelim. Her şeyin Allah’tan olduğunu bilerek,  O’nun rızasını kazanmaya gayret edelim. Hakikat aşısı ile hakikate değip, pişmanlık gözyaşlarıyla günah kirlerimizi temizleyelim. Yaşamış olduğumuz bu sıkıntılarda anlasak da anlamasak da muhakkak pek çok sebep ve hikmet vardır. Lakin bilesiniz ki; zorluklarla beraber kolaylık da vardır… Vasatın renksizliğine kanmadan, yılmadan ve ümitsizliğe düşmeden mücadelemizi sürdürelim. Neticede yaşadıklarımızı takdir edecek, son kararı verecek olan Cenab-ı Allah’tır. Her şey O’nun hükmü altında yaşanmaktadır. Ahireti kazanmak için dünyada biraz zahmet çekmemiz gerekiyor. Çünkü bilesiniz ki ‘Cennet ucuz, cehennemde lüzumsuz değil…’

Ezcümle demem o ki kıymetli dostlar; bizler hep beraber ne badireler atlattık. Acıya bal, sıratı yol eyledik. Nasipse bu zor günleri de hep birlikte atlatacağız inşallah. Hem biliyor musunuz? Belâ ve musibetleri hoş görmek de güzeldir. Hamdolsun ki her şeyi gören bilen ve başımıza gelen her durumdan haberdar olan bir Rabbimiz var. Yeter ki bizler düşük davranış sergileyip, Rabbimizin rahmetinden ümidi keserek, umutlarımızı hadım etmeyelim. Mübarek Ramazan ayına bakın şunun şurasında sayılı günler kaldı. Belli ki camilerden uzak kalmamızın hüznü bir süre daha devam edecek. Olsun! Buna da şükür. Gelin o vakit fırsata çevirelim bu günleri. Serelim seccadelerimizi evlerimizin en güzel yerlerine. Duralım Hakk’ın huzuruna. Sil baştan O’nun rahmetini umarak gönül toprağımıza tohum atıp dualar edelim. Rahmete şükürle mukabele edip, rahmetini engelleyecek günahlara tövbe edelim. Uzun süre vahiy gelmeyince üzülen Peygamber efendimize ‘’Rabbin seni terk etmedi ve darılmadı!’’diye buyuran Rabbimiz, inşallah bizleri de terk edip darılmaz…

Selametle…