Eskiler “insan dilinin altında gizlidir” derler. Söyledikleri, konuştukları onun kim olduğunu, nasıl olduğunu ve belki de ne kadar olduğunu belli eder. Ve hem söz dediğin de öyle bir çırpıda ağızdan dökülüveren değildir zaten. On düşünüp de bir söylediğine söz öyle her aklına geleni ortaya dökmeye laf diyorlar zaten. Yani konuşmak sadece ağızdan çıkan seslerle olan bir hal değil. Evvela düşünmekle hatta belki de hissetmekle başlayan bir fiil. Söz ile laf aynı şeyler değil yani. Biri kıymetli zira işçiliği var diğerinin kıymeti ise söyleyenin kıymeti kadar.

Yerinde susmak bin türlü kelam etmekten daha manalıdır bence. İnsan konuşacağı yeri de susacağı yeri de bilmeli yani. Ama burada bir tercih meselesi varsa eğer ben susmayı ya da susanı tercih ederim. Zira susmayı bilen insanlar bana her zaman daha arif görünürler. Belki de ben yanılıyorumdur, bilemem.

Hem susmayı bilenlerin daha akıllı olduklarıyla ilgili rivayetler de var. Daha önce anlatmışımdır belki ama “Et-tekraru ahsen velev kane yüz seksen” diye kimin dediği niye böyle yanlış söylediği belli olmayan sözün fehvasınca ve yeri gelmişken tekrar edeyim.

Vaktin birinde bir derviş gelip gönül ehli bir zata –bir rivayete göre İbn’ül Arabi’ye- sual etti;

– “Efendim” dedi “bir insanın akıllı olduğunu nasıl anlarız?”

– “Konuşmasından” dedi o zat.

– “Peki ya” dedi derviş, şeyhin bir açığını yakalamış gibi düşünerek “peki ya hiç konuşmazsa?”

Tebessümle karşılık verdi o zat “Henüz” dedi “o kadar akıllısını ben de görmedim”

Canım kâri, bana sorarsan susmak sözlerin efendisidir. Sükutu bilmeyen, bundan anlamayan ve susmanın sırını kavramayan adama bir şeyler anlatmaya çalışmak gözlerini sıkı sıkıya bağlayıp da koşmaya çalışmaktan da zor bence.

Sükût denen halin efsunlu bir hal olduğuna inanmışımdır hep. O efsunu bilenlerin ve bu hali yaşayabilenlerin de güzel insanlar olduğuna kanaatim tam benim. Zira “susan kazanır” fehvasınca sükût ehlinin her vakit galip geldiği bence hakikattir.

Sureten öyle görünmese bile hakikaten öyledir. Bazı vakitler en anlamlı tepkidir susmak. Onlarca kelime dizmekten satırlara ya da onlarca cümle sarf etmekten çok daha fazla manası vardır. Hem bence çoğu vakit, anlatmamış olmak hiç anlaşılmamış olmaktan evladır. Sükût ederek değişenler ve değiştirenler vardır her şeyi.