Durumun vahametini anlayamayanlar için karşılaştırmalı örneklere başvurmak zorunda kalıyorum. İşin enteresan tarafı ise biz bu ABD’ye hala anlatamamışız Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı yedirmeyeceğimizi. Neyden bahsediyorum kısaca açıklamam gerekirse;

ABD’nin meşhur olan subliminal mesaj yöntemini bilmeyeniniz yoktur herhalde.. Benim gördüğüm ilk olarak Kasım 2011’de ABD’nin ünlü dergisi Time kapak olan Cumhurbaşkanımız Erdoğan. Peki ne vardı bu kapaktı; Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın kolları kelebek şeklinde bağlanmış boydan bir fotoğrafı ve derginin başlığı ise ”Erdogan’s way” yani Erdoğan’ın yolu. Bu başlık ve fotoğraf aklıma ABD’nin 1993 yapımlı ”Carlito’s way” filmini getirdi. Başrolünde Al Pacino’nun oynadığı ve hikâyesi aynen şöyle olan bir film; Carlito cezaevinden çıkartılır, kirli işlere sokulur. Önü açılır ve ünü yayılır. Sonrası; yol ayrımı ve Carlito ortadan kaldırılır. Darbelerin en büyüğünü de en yakınlarından yer ve yalnızlaştırılır. Şimdi Time 2011 yılındaki “Erdogan’s way” kapağını bide bu film düzleminde okuyup günümüze gelelim. Geçmiş zamanın muhasebesi işe yarar mı bilmem ama 2011 yılında Abromowitz Teksas Üniversitesinde verdi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a saldırıya geçilmesi emrini. ABD’nin 2011’de şöyle bir demeci de var üstelik: “Erdoğan Kürt açılımını eline yüzüne bulaştırdı. Türkiye model olamaz artık. Olacak olsa bile bu Erdoğan ile olmaz.”

Subliminal mesajlarla başlayan tehdit zamanla dozunu artırarak artık alenileşmeye doğru gittiğini gördük. Ve bugüne geldiğimizde ABD’nin ünlü gazetecilerinden M. Rubin Twitter hesabından Türkçe olarak; “Recep Tayyip Erdoğan artık yolun sonuna geldi.” diye paylaşması da Erdoğan düşmanlığının yüzde 100 alenileştiğini göstermekte. Peki neden? 2002 yılından bu yana Cumhurbaşkanımız Erdoğan önderliğinde dünyaya kök söktüren, tüm emperyal planları bozan bir Türkiye var. Derdimiz Türkiye, Türklerle ve İslam’la diyemedikleri için Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı hedefe koydular ve buna ikna etmeye çalışıyorlar referandumdan hayır çıkacağına inanan, 16 Nisan sonrası parti hazırlığı içinde olanları. FETÖ’nün ABD hamisi Rubin, FETÖ maşalarına taktik veriyor ve parti hazırlığında olanlar ise süreç sonrası rollerine hazırlanıyor böylelikle. Rubin, Türkiye’de algıyı yönetip, topluma korkuyu verip kaos çıkartmanın peşinde ve bu karambolden faydalanıp iktidarı değiştirme peşinde.

Halbusem bunu 15 Temmuz’da denediler demek ki akıllanmamışlar hala devam ediyorlar cami duvarına işemeye. Aliya’nın şöyle bir sözü var: “Allah’a yemin olsun ki biz köle olmayacağız. Bizi Batı’nın köleliğinden çekip kurtaran adamı da Allah’a yemin olsun ki vermeyeceğiz…”

Batı bu denli savaş ilan etmişken biz susup, pısırıp oturacak mıyız? Oturmayacağız, oturmamalıyız kalkıp 16 Nisan referandumundan canhıraş bir şekilde ‘EVET’ çıkması için çalışmalıyız…