Trafikte yaşanan sorunları konuşurken oklar çoğu zaman otomobillere çevrilir. Motor gücü, hız kapasitesi, donanım fazlalığı… Sanki kazaların ve kaosun kaynağı makinelermiş gibi davranırız. Oysa asıl mesele otomobil değil, direksiyon başındaki insandır.

Aynı yolda, aynı şartlarda, benzer araçlarla bambaşka sürüşler görmek mümkündür. Kimisi sabırlıdır, sinyal verir, bekler; kimisi en küçük gecikmede korna çalar, risk alır. Bu farkı yaratan motor hacmi değil, sürücünün karakteridir. Trafikteki davranış biçimi, insanın hayata karşı duruşunun bir yansımasıdır.

Trafik aslında toplumun aynasıdır. Günlük stres, ekonomik baskı, tahammülsüzlük ve öfke yollara taşar. İnsanlar araçlarının içine girdiklerinde kendilerini daha güçlü, daha görünmez hisseder. Metal bir kabuğun arkasında olmak, bazılarına cesaret değil; sorumsuzluk verir. Bu yüzden trafikte normalde söyleyemeyeceği sözleri söyleyen, yapamayacağı hareketleri yapan insanlarla karşılaşırız.

Kazaların büyük bölümü teknik yetersizlikten değil, insani hatalardan kaynaklanır. Hızdan çok dikkatsizlik, donanım eksikliğinden çok sabırsızlık can alır. En yeni otomobillerle bile aynı hatalar tekrar eder; çünkü sorun teknolojiyle değil, zihniyetle ilgilidir.

Eğitim eksikliği bu tablonun önemli bir parçasıdır. Ehliyet almak araç kullanmayı öğretir ama trafik kültürünü öğretmez. Saygı, empati ve sorumluluk duygusu birkaç direksiyon dersinde kazanılmaz. Trafikte “haklı olma” hırsı, “hayatta kalma” bilincinin önüne geçtiğinde sonuç kaçınılmaz olur.

Otomobiller ne kadar gelişirse gelişsin, trafik güvenliği insan faktörü olmadan sağlanamaz. En gelişmiş fren sistemi bile dikkatsizliği telafi edemez, en akıllı sürüş asistanı öfkeyi durduramaz. Teknoloji ancak bilinçli sürücünün elinde anlam kazanır.

Bu yüzden trafik sorunlarını çözerken otomobili değil, insanı merkeze koymak gerekir. Kurallar kadar kültürü, cezalar kadar eğitimi, yollar kadar ruh hâlini konuşmadıkça gerçek bir iyileşme mümkün değildir. Çünkü trafikteki asıl sorun motor gücü değil; insanın kendini kontrol edememesidir.