Suriye güvenlik ve istihbarat güçleri önceki gün Şam’daki Seyyide Zeynep Türbesi’ne bombalı saldırı planlayan bir DEAŞ hücresinin deşifre edildiğini ve üyelerinin gözaltına alındığını açıkladı.
Saldırı hazırlığındayken gözaltına alınan dört kişinin ve operasyonda ele geçirilen canlı bomba düzeneklerinin fotoğrafları yayınlandı.
Gözaltına alınanların kimlikleri hakkında herhangi bir resmî açıklama yapılmadı ancak fotoğraflara yansıyan belgeler şahısların Lübnanlı olduklarına işaret ediyor.
Suriyeli kaynaklar da gözaltına alınanların Lübnanlı olduklarını ve Hizbullah tarafından gönderildiklerini söylüyor.
Seyyide Zeynep Türbesi’ne yönelik bombalı saldırı girişimi 2006 yılında Irak’ın Samarra kentindeki el-Askeri Türbesi’ne düzenlenen ve türbede büyük hasara yol açan saldırıyı hatırlattı.
Şiilerin kutsal kabul ettikleri türbeyi hedef alan o saldırı Irak’ta mezhep çatışmasını alevlendirmişti.
İran veya devrik rejim yanlıları tarafından Suriye’de de benzer bir saldırının sahnelenebileceği uyarısı yapılıyor; bu türden terör eylemi girişimleri bekleniyordu.
Güvenlik ve istihbarat güçlerinin dikkati sayesinde eylem girişimi engellendi.
Teröristler -Allah korusun- başarılı olup Seyyide Zeynep Türbesi’ni kana bulasalardı hem Şii ve Alevi katliamı yapıldığı öne sürülerek yaygara koparılacak hem de güvenlik zaafı olduğu ve DEAŞ’ın hortladığı propagandası yapılacaktı.
Sahneye konulmak istenen senaryo bu kez bozulsa da Şam’daki yeni yönetim ve müttefikleri benzer terör eylemi girişimlerine karşı uyanık olmalılar.
Suriye’de kartları karıştırmak ve kaos çıkarmak için DEAŞ’ı sahaya sürmek isteyen birçok aktör var.
Fakat olağan şüphelilerin başında İran geliyor.
Bunun sebebi de İranlı yetkililerin açıklamaları.
Hamaney, Baas rejiminin devrilmesinden sonra yaptığı açıklamada, Suriyeli gençlere seslenerek “ülkelerinde güvenliği bozanlarla kararlı bir şekilde mücadele etmelerini” istemişti.
İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun üst düzey komutanlarından Tuğgeneral Behruz Esbati’ye ait ses kaydında da Suriye’yi en son terk eden İranlı general, yenildiklerini ancak İran’a bağlı silahlı unsurların Suriye’de harekete geçmeye hazır olduklarını açıklıyor.
Kısacası İran’ın Suriye’de kaos çıkarmak ve ülkeyi kana bulamak için her türlü yola başvuracağı sır değil.
Suriye’de DEAŞ kartını kullanmak isteyen aktörlerden biri de bölücü terör örgütü PKK/YPG.
DEAŞ’in bölgede hâlâ büyük bir tehlike teşkil ettiği ve kanlı terör örgütüyle mücadele için kendisine ihtiyaç olduğu izlenimi vermek isteyen PKK/YPG, Suriye’de kaos çıkarma hedefinde İran’la birleşiyor.
İranlı analist Mehdi Hanalizade’nin Irak’ta olduğu gibi Suriye’de de Türkiye’ye karşı PKK/YPG’yle işbirliği yapmaları gerektiğini söylemesi sıradan bir temenni değil.
Geçmişten beri Türkiye’ye karşı bölücü terör örgütüne arka çıkan İran, Baas rejiminin devrilmesinden bu yana PKK/YPG’ye silah ve mühimmat desteğini artırdı.
İran’ın Türkiye destekli Suriye Millî Ordusu’na (SMO) karşı kullanması için terör örgütüne yüzlerce kamikaze dron vereceği bilgisi medyaya yansıdı.
Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve istikrarının bir an önce sağlanması isteniyorsa o dronların doğrudan ya da dolaylı yoldan PKK/YPG’ye sevk edilmesine izin verilmemesi gerekiyor.