Uluslararası Adalet Divanı (UAD) İsrail’in Refah’a saldırılarını derhâl durdurmasını ve Refah Kapısı’nın açılmasını istedi.

İsrail’in soykırım suçundan mahkûm edilmesi yönünde atılmış yeni bir adım olarak nitelendirilebilecek karar, Gazze Şeridi’nin güneyine sıkışıp kalmış yüz binlerce masum insanı hedef alan operasyonun durdurulmasını talep ettiği için Filistinli gruplar tarafından memnuniyetle karşılandı.

Fakat Güney Afrika’nın başvurusuyla açılan davanın sonuna kadar aynı doğrultuda ilerleyeceğini söylemek şu an için zor.

Refah Kapısı’nın açılmasının istenmesi kararın artılarından.

Ancak UAD, İsrail’i Refah Kapısı’ndan çekilmeye davet etmiyor; Gazze Şeridi’nin diğer bölgelerindeki saldırıların durdurulmasını da istemiyor.

Oysa işgal ordusu son günlerde Cibaliya Kampı’nda âdeta taş üstünde taş bırakmadı.

Bu nedenle, “UAD Gazze Şeridi’nin diğer bölgelerini hedef alan saldırıları meşrulaştırıyor mu?”, “UAD’ye göre Refah’tan başka yerde katliam yok mu?” gibi sorular akla geliyor.

İsrail’in ve ABD’nin karara verdiği tepkiler uluslararası sistemin çarpıklığını ve adaletsizliğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Netanyahu hakkında tutuklama kararı çıkarılmasını talep eden Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Han’ın “Üst düzey bir lider bana ‘Bu mahkeme Afrika ve Putin gibi haydutlar için kuruldu’ dedi” şeklindeki açıklaması da oldukça dikkati çekiciydi.

UAD’nin kararının ardından İsrail karara uymak yerine Refah’a saldırılarını yoğunlaştırmayı tercih etti.

İsrail’i bu şekilde pervasız davranmaya ve mahkemenin kararını yok saymaya sevk edenin ABD’nin sınırsız desteği olduğunu hatırlatmaya gerek yok.

Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, “Mahkemenin canı cehenneme” diyerek İsrail’i “saçmalık” olarak nitelediği kararı görmezden gelmeye davet etti.

Cuma günü açıklanan karar UAD’nin İsrail aleyhine verdiği ilk karar değil.

UAD, 2004 yılında İsrail’in işgal altındaki topraklarda inşa ettiği duvarı hukuka aykırı bulmuş, duvarın kaldırılmasına ve inşası sebebiyle zarar gören Filistinlilere tazminat ödenmesine hükmetmişti.

Tahmin edileceği üzere İsrail UAD’nin talebini yerine getirmedi ve karar kâğıt üzerinde kaldı.

İsrail uluslararası kamuoyunu aldatmak ve dikkatleri Lahey’deki uluslararası mahkemenin son kararından başka yöne çekmek için manevralara çoktan başladı bile.

Ateşkes görüşmelerinin önümüzdeki günlerde başlayacağına dair yapılan açıklama gündem değiştirme planının bir parçası.

Washington Post, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın bölge turundan ve İsrail’in operasyon planında yaptığı değişikliklerin ardından Biden yönetiminin Refah’a saldırı için İsrail’e yeşil ışık yaktığını yazdı.

İsrail’in ayrıca “Mısır isterse Refah Kapısı’nı açabilir” diyerek topu Kahire’nin sahasına attığı ve kapıdan çekilebileceğini söylediği ifade ediliyor.

Mısır, Refah Kapısı’nın İsrail askeri tarafından işgali üzerine rahatsızlığını dile getirmişti.

Biden’ın Abdülfettah es-Sisi’yle yaptığı telefon görüşmesinin ardından Kahire, “kapının idaresiyle ilgili düzenlemeler yapılana kadar” insani yardımların Gazze Şeridi’ne Kerem Ebu Salim Kapısı’ndan girmesini kabul ettiğini açıkladı.

Washington İsrail’i kollamak için elinden gelen her şeyi yapıyor.