AK Parti, 1 Kasım seçimlerini kesin bir zaferle tamamladı.

13 yıllık iktidarın ardından elde edilen bu başarının siyasi geçmişimizde bir benzeri yaşanmadı.

Tek başına iktidar olan, birkaç dönem iktidarını sürdüren parti var ama hepsinin doğuşu, kemalatı ve bitişleri var.

AK Parti, bu anlamda ilk örnek. Tam da bitti bitiyor denilen bir yerde, tam anlatımıyla küllerinden yeniden doğdu, bunu başardı, milletle kurduğu doğru diyalog bunu sağladı.

Bugün yeni kabinenin açıklanmasını bekliyoruz.

4 yıl süreyle ülkenin gidişatını belirleyecek olan kabine..

Çok önemli ve hayati bir iş yapacaklar.

Bu ülkenin geldiği nokta yükseliş dönemidir.

Yüzyıla yakındır bu toplumun gelenek ve göreneklerinden uzaklaşmasında devletin önemli katkısı vardır.

Bu gidişat, bu süreç artık sona ermelidir.

Bugünden sonra tüm kaybedişler bir tarafa gömülüp kazanımlar üzerinden hareket edilmelidir.

13 yıllık AK Parti iktidarının bugüne kadar yapması gerekip de yapmadıklarının mazeretleri pekâlâ kabul edilebilir.

Ama bugünden sonra bunları kabul etmek artık mümkün değildir.

Yol, köprü, havaalanı, hızlı tren, hastane, okul, konut.. hepsi tamam, hepsi kabul.

Ancak bunlar toplumu inşa edecek değerler değildir.

Vakit öze dönüş vaktidir.

Bu toplumla yakından uzaktan alakası olmayan ama buna rağmen dayatılan hal ve tavırların artık bitmesi gerekir.

Başta eğitim, kültür ve sanat alanı olmak üzere bu ve buna benzer konularda kendimize dönmemiz gerek.

Mazeretler dönemi artık bitmiş ve bu konuda çıkacak olumsuzluklar için sabırlar tükenmiştir.

Hiçbirimizin ebedi yaşayamayacağı gerçeğine AK Parti de dâhildir.

Köklerindeki öz değerlerini içselleştirmiş bir gelecek inşa etmek zorunludur.

Medeniyetimize artık dönmenin zamandır.

Bizim en büyük sermayemiz insandır.

Yaslanmamız gereken değerler fason değil kendi medeniyet kodlarımızdır.

Ne diyordu Hz Ali (ra): “Çocuklarınızı kendi yaşadığınız zamana göre değil, onların yaşayacakları zamana göre yetiştirin.

Bugünden sonra bu kabinden istenilen budur.

Bu ülkeyi sadece 780 bin kilometreden ibaret saymak geçmişini yok saymakla eş değerdir.

Özellikle etrafımıza çizilen yapay sınırların giderek silikleştiği bir zamanda… Bu kabine bundan sonra “Büyük Türkiye” vizyonunu içinde barındıracak çalışmalar ortaya koymalıdır.

Bu kabine, ahlâki kaygıların ekonomik kaygıların önüne geçtiği o kadim düzenle bizi yeniden buluşturmalıdır.

Bu kabine, Alev Alatlı’nın “21’inci yüzyılın en yaman toplum projesi, helal olanı yasal olanla örtüştürmek olsa gerekir” tanımlanması üzerinden bir mahiyete sahip olmalıdır.

Yapılacak ilk iş batılı kavramlar ve değer yargıları üzerinden hayatı anlama ve yaşama geleneğinin sona erdirilmesi olmalıdır.

Kadın, evlilik ve çocuk sahibi olmak konusunda o kadar hırpalandık o kadar saçma sapan savrulduk ki…

Şimdi toparlanma zamanı.

Önceliklerimizi yeniden belirleme zamanı.

Bütün bunları sağlayacak olan şey başta eğitimdir kuşkusuz.

Çocuklarımızın ruh ve gönüllerine ne koyuyoruz ve ne bekleyebiliriz?

Kavramsallaştırmalar üzerinden dünyanın geri kalan kısmını “geri” olarak nitelendiren Batı, fikir cephemizi çökertti.

Ondandır ki, kendi evini yapamaz, iş ve ticaret ilişkilerini düzenleyemez, çocuğunu terbiye edemez hale geldik.

AK Parti, zor olanı başardı geçen 13 yılda.

Şimdi daha da zoru başlıyor.

İnsan merkezli yeni bir dünya inşa etmek kılı kırk yararcasına bir muhasebe yapmayı gerekli kılıyor.

Kısacası bu kabine, hesabın ve kitabın matematiği kadar bereket ve hikmet boyutunu da hayati ve vazgeçilmez görmelidir.

Heyecanla bekliyoruz.