15 Temmuz 2016 tarihi bir kez daha göstermiştir ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti işgal edilemez, ele geçirilemez. Nasıl ki “Çanakkale geçilmez.” sözü o dönemde büyük bir anlam taşıdıysa, 15 Temmuz da Türk Devletinin işgal edilemeyeceğini bir kez daha göstermiştir.

FETÖ’cü teröristler, kırk yıl boyunca devletin kılcal damarlarına sızmış, soru çalarak evlatlarımızın hakkını yemiş ve hak etmedikleri hâlde kendi mankurtlarını kamu kurum ve kuruluşlarına yerleştirmişlerdir. Yalnızca soru çalmakla kalmamış, devletin kaynaklarını ve fonlarını da yine kendilerine aktarmışlardır. Milleti kandırarak, “hayır ve hasenat işi yapıyoruz” diyerek verilen zekât ve sadakaları millete karşı kullanmaları ise ayrı bir vahim durumdur. Birçok şerefli askere, kamu bürokratına, gazeteciye ve siyasetçiye itibar suikastı düzenlemişler; ses ve görüntü kayıtlarıyla bürokratlara, siyasetçilere ve önemli şahsiyetlere şantaj yapmışlar, merhum CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal’ınki gibi bazılarını da ifşa etmişlerdir.

FETÖ, her türlü pisliği içinde barındıran bir örgüttür. FETÖ, ihanet örgütüdür; kendi milletine ihanet etmiştir. FETÖ, casusluk örgütüdür; kozmik oda dahil birçok devletin mahrem bilgisini başka ülke istihbaratlarına vermiştir. FETÖ, hırsızlık örgütüdür; sınav sorularını ve devletin kaynaklarını çalmıştır. FETÖ, dezenformasyon örgütüdür; Türk devleti ve milleti aleyhine her türlü yalan haberi yaymıştır. FETÖ, İslam düşmanı bir örgüttür; “dinler arası diyalog” adı altında İslam’ı tahrif etmiş, Evanjelik-Siyonist çeteye hizmet etmiş, Müslümanlara ve İslam’a zarar vermiştir. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, menfaatperesttir. Ömrünün son döneminde kendi elemanları tarafından bir şebek gibi kullanılmıştır. Gömülürken bir Müslüman gibi gömülmemiştir; İsmet Özel’in ona her zaman dediği gibi bir “kardinal” gibi gömülmüştür.

Nihayetinde, Türk milleti ve devleti aleyhine faaliyet gösteren FETÖ’nün etkisi büyük oranda kırılmıştır. PKK kendini feshetmiş, ilk grup silahlarını yakmıştır. Terörsüz Türkiye hayalinin gerçekleşmesi önündeki engeller birer birer kalkmaktadır. Artık, “Daha Adil Bir Dünya” için “Türkiye Yüzyılı”nın şafak vaktidir.