Yemen’in başkenti Sana Husilerin işgali altında olduğu için geçici başkent ilan edilen Aden kentinde Cumhurbaşkanlığı koruma güçleriyle “el-Hızâm el-Emnî” adlı milis grubu arasında çatışmalar yaşanıyor.

Milislerin hedefinde Maaşık Cumhurbaşkanlığı Sarayı var.

Güney Yemenli ayrılıkçıların oluşturduğu Geçiş Konseyi’ne bağlı milisler, Birleşik Arap Emirlikleri tarafından destekleniyor.

Abu Dhabi, başta Aden olmak üzere Güney Yemen’in çeşitli kentlerinde “el-Hızâm el-Emnî” (Güvenlik Kuşağı) adı altında milis grupları kurmuştu.

Parası ve silahı BAE’den gelen söz konusu gruplar Yemen hükümetine ve ordusuna bağlı değil.

Emirlerini Abu Dhabi’den alıyorlar.

Çatışmaların diğer tarafında yer alan Cumurbaşkanlığı koruma güçleri ise Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbi Mansur Hâdi’ye bağlı.

Hâdi halen Suudi Arabistan’ın himayesinde, Riyad’da ikamet ediyor.

Kısacası, Aden’de Suudi Arabistan’ın desteklediği hükümet güçleriyle BAE’nin desteklediği milisler çatışıyor.

Abu Dhabi ve Riyad, Husileri başkent Sana’dan kovma amacıyla Yemen’e müdahale eden koalisyonun iki büyük ortağı.

Aden’deki çatışmaların seyri iki ülke arasındaki ilişkiler ve daha da önemlisi Yemen’in geleceği için son derece önemli.

Geçiş Konseyi’nin her adımının arkasında Yemen’in bölünmesini isteyen Abu Dhabi’nin olduğu sır değil.

Konsey Başkanı Ayderus ez-Zubeydi ve yardımcısı Hani bin Berik, Muhammed bin Zayed’in adamları.

Yemenlilerin de ifade ettiği gibi, Abu Dhabi Veliaht Prensi istese çatışmaları WhatsApp mesajıyla dahi sonra erdirebilir.

Yemen’deki Suudi Arabistan Büyükelçisi Muhammed Âl Cabir, Aden’deki çatışmaların sadece Husilerin işine yaradığını söyledi.

Koalisyon sözcüsü Türki el-Maliki’den de benzer açıklamalar geldi.

Çatışmanın taraflarına aklın sesine kulak verme ve meşru hükümetle birlikte kritik aşamanın atlatılması için çalışma çağrısında bulunan el-Maliki, el-Kaide ve DAEŞ gibi terör örgütlerine de fırsat verilmemesi gerektiğini belirtti.

Suudi Arabistanlı yetkililerin bu açıklamalarına rağmen Aden’de çatışmaların devam etmesinin tek bir anlamı var:

Abu Dhabi, Riyad’ın çağrılarına kulak tıkıyor ve kendi bildiğini okumaya devam ediyor.

Aden’de ya BAE taraftarları kaybedecek ya da Suudi Arabistan.

Riyad, Cumhurbaşkanı Hâdi’den ve Birleşik Yemen’den yana ağırlığını koyarsa BAE’nin planı başarısız olur.

Fakat bu kez iki ülke arasındaki ilişkiler bozulur ve BAE, Suudi Arabistan’a bunun bedelini bir şekilde ödetmek isteyecektir.

Şayet Riyad ayrılıkçı milislerin Aden’i işgaline göz yumarsa bu kez de Yemen’e müdahale için ileri sürdüğü tüm gerekçeleri yalanlamış olur.

Ayrıca Yemen’in bölünmesinin Suudi Arabistan için de tehlike teşkil edeceği unutulmamalı.

Nitekim Arap uzmanlar, bölünme vebasının Yemen’le sınırlı kalmayacağı ve bölünmeye yatkın tüm bölge ülkelerine sıçrayacağı uyarısında bulunuyor.

BAE’nin ipiyle kuyuya inerek birçok ülkeyle ilişkilerini koparan ve manevra alanını daraltarak kendini Abu Dhabi’ye mahkûm eden Suudi Arabistan, Aden’deki çatışmalardan -sonucu ne olursa olsun- zarar görecek.