Belki sığınmıştı Hacı Bayram Hazretlerine ayrılamadı bir daha oralardan. Ruh ve sinir hastalıkları mütehassısı idi Doktor Emin Acar Hoca.

Ankara’ya gittiğimde Hacı Bayram’ı(k.s.) ziyaret etme fırsatı bulmuş isem Emin Hoca’ya da uğramadan dönüşü edebe mugayir görürdüm. Bir selam verip duasını alıp ayrılmak bizi ziyadesiyle memnun ederdi. Emin Hoca gibiler kolay yetişmiyor bu dünyada. Uğrayıp da kızarmış ekmek ve kuşburnu karışımlı özel çaydan oluşan ikramını almayan yoktur. O ikramı almak için belki de o ikramdan ziyade ortamdaki huzuru tatmak için çalarlar o kapıyı. Son gittiğimde metropol şehirlerimizden birisinin milli eğitim müdürü yine bir ilimizin valisi, bürokratlar, profesörler, iş adamları dervişane hizmet edenler ve bizim gibi bir lahza dua ve huzurdan istifade etmek isteyen faydacı güruh vardı. Yenilenmeden önceki haliyle neredeyse yarım asırdan fazla bir tekke gibi hizmet etmiş muayenehanesi küçücük labirentvari odalar ve başınızı vurmadan eğilerek geçmeniz gereken kapıları ile sizi sarmalayan sıcacık Emin Hoca muhabbeti orada bulunmanın anlamı olurdu.

Muntazam ritüellerle standart bir sohbet başlardı. İlkten Müminun Sûresinden on ayet meali. Veda Hutbesi. Sonra Şeyh Edebali’nin “Ey Oğul!” ile başlayan Vasiyeti. Ardından Hacı Bayram Veli’nin vasiyeti, Şeyh Akşemseddin’in vasiyeti metinden okunurdu.

Ardından Emin Hoca başlardı sohbete. Genelde aynı şeylerden bahsederdi. Özellikle yemenin içmenin ruh ve sinirlerimize tesirinin ne derece büyük olduğundan dem vururdu. “Ekmek yiyin, buğday ekmeği. Mısır ekmeğinde pellegra hastalığı ortaya çıkar. Çünkü mısırda zein proteini vardır ve bağırsaklarda asimilasyonu sırasında PP vitamini çok tüketilir. Bu da beyinde protein metabolizmasını bozar. Karadeniz’de ve Sicilya adasında ekmek yerine mısır ekmeği yendiği için insanlar kolay cinayet işler, mafya eleman tedarikini buradan sağlar. Bunun için Karadeniz’de mısır ekmeği azaltılmıştır. Çünkü mısır ekmeği öfke eşiğini aşağı çeker. Buğday ekmeği cinayetleri önler. Kepekli ekmek yiyeceksiniz. Kepekli ekmek kahverengi ise insanlar yiyebilir; siyahsa hayvan yemi kepeğinden yapılmıştır, onu yemeyin! Zeytin ve hurma çekirdeğini yutmayın. Bağırsaklara zarar verebilir.

Dar pantolon giymeyin. Kısır olursunuz. Dar pantolon erkeklerde ve kadınlarda kısırlığa yol açar. Doğal yiyecekler yiyin. Çocuklarınıza çekirdekli kara üzüm yedirin. Her gün ceplerine bu üzümden koyarsanız zeki olur, derslerinde üstün başarı gösterirler. Özal, okullarda üzüm, fındık dağıtmıştı; bu hükümet de süt dağıtıyor, çok iyi işler bunlar.”

Zaman zaman güncel mevzulara da değinirdi. Hikmetli sözleri olurdu hissedarlara. Bir güzel hal oluşturmuştu etrafında. Kim bilir Hacı Bayram Veli Hz.’ne vekillik ediyordu belki de. Onun içindir ki zannımızca Ankara’nın direğidir. Hal ehlini anlatmak üç beş kelimeyle ne mümkün. Kifayet etmez belki ama hoş bir seda olsun diye irtihaline ithafen dilimin döndüğünce bahsetmek istedim. Rabbim kendisini cemaliyle şereflendirsin…

Bilvesile Dr. Emin Acar Hoca ve dünya değiştirmişlerimizin ruhu için el-Fatiha…