Önceki gün Umman’ın başkenti Maskat’ta İran ve ABD arasındaki müzakerelerin üçüncü turu yapılırken Basra Körfezi’nin karşı kıyısında, İran’ın güneyinde yer alan Bender Abbas kentindeki stratejik limandan patlama sesleri ve dumanlar yükseldi.

Maddi hasarın boyutu henüz bilinmezken İranlı yetkililer tarafından açıklanan ölü ve yaralı sayısı sürekli yükseliyor.

İran İçişleri Bakanlığı limandaki yangının büyük oranda kontrol altına alındığını açıkladı.

Şehit Recai Limanı’nın havadan çekilen görüntüleri ve birbirinden uzak yerlerden çıkan dumanlar patlamanın tek bir noktada değil, aynı anda depoların ve konteynerlerin bulunduğu alanın birkaç yerinde gerçekleştiğini gösteriyor.

Dolayısıyla olay kazadan çok kasıtlı bir sabotajı andırıyor.

Füze yapımında kullanılan yakıtın patladığı yönünde iddialar var.

Fars Haber Ajansı’na konuşan ve adı açıklanmayan bir kaynak da olayın gerçekleştiği alanda “kimyasal maddelerin” tutulduğunu söyledi.

Bender Abbas’taki patlama Ağustos 2020’de Beyrut’ta yaşanan patlamayı akıllara getirdi.

Beyrut Limanı’ndaki tahıl silolarında depolanan ve Hizbullah’a ait olduğu öne sürülen amonyum nitratın patlaması sonucu 235 kişi hayatını kaybetmiş ve binlerce kişi yaralanmıştı.

Patlamanın ardında İsrail’in parmağı olduğu ileri sürülmüş ancak hem Lübnanlı hem de İsrailli yetkililer iddiaları yalanlamıştı.

Aradan neredeyse beş yıl geçmesine rağmen Beyrut Limanı’ndaki patlama hâlâ tam olarak aydınlatılamadı.

Bender Abbas’taki patlamada da yine İsrail’in adı gündemde.

Olayın Maskat’taki müzakerelerle aynı güne denk gelmesi ve İsrail’in müzakerelerin seyrinden rahatsız olduğu yönündeki haberler sabotaj şüphesini güçlendiriyor.

Yakın geçmişte İran topraklarında çok sayıda suikasta ve saldırıya imza atan İsrail’in böyle bir eylemi gerçekleştirme gücü ve imkânı olmadığını öne sürebilecek tek bir kişi dahi çıkmaz.

Ocak ayında Çin’den İran’a iki kargo gemisiyle bin tondan fazla “sodyum perklorat” geleceğine dair haberler yayınlanmıştı.

Sodyum perklorat, katı yakıtlı füze yapımında kullanılan bir madde ve Çin’den gönderilen o kargonun hedef alındığı ifade ediliyor.

Benzer olaylarda olduğu gibi, İran’dan gelen açıklamalar yine çelişkili.

Bir yandan terör saldırısı iddialarının “spekülasyon” olduğu söylenirken diğer yandan zayıf da olsa sabotaj ihtimalinin bulunduğu itiraf ediliyor.

Bender Abbas’taki patlamada İsrail’in parmağı olduğu anlaşılsa bile İran’ın şu aşamada bunu kamuoyuna açıklaması oldukça zor.

Çünkü böyle bir açıklamadan sonra misillemede bulunması gerekir ve İsrail’e vereceği herhangi bir karşılık ABD’yle müzakerelerin çökmesine yol açar ki bu, Tahran’ın mevcut koşullarda asla istemeyeceği bir şey.

Patlamayla ilgisi olsa bile İsrail’in sorumluluğunu açıkça üstlenmesi de beklenmemeli.

Şehit Recai Limanı’ndaki patlamanın ABD-İran müzakerelerini sabote etmek isteyen İsrail’in işi olduğu konuşuluyor ancak olayın “CIA-Mossad ortak yapımı” olma ihtimali yabana atılmamalı.

Dördüncü turu bir hafta sonra gerçekleştirilecek müzakerelerde kendisinden talep edilen tavizleri kabul etmesi için İran’a gözdağı verilmiş ve Hamaney’e müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması hâlinde nelerin yaşanabileceğine dair küçük bir fragman izletilmiş olabilir.