Geçtiğimiz haftanın tartışmasız en önemli gelişmesi, emniyet ve yargıdan sonra TSK’daki başörtüsü yasağı zulmünün de tarihin tozlu sayfalarındaki yerini almasıydı.

Milli Savunma Bakanlığı’nca yapılan düzenleme kapsamında Türk Silahlı Kuvvetleri’nde Genelkurmay karargâhı, kuvvet komutanlıkları ve bağlı birliklerde görev yapan kadın subay ve astsubaylar başörtüsü takabilecek. Bu değişikliğin zamanlamasını “manidar” bulanlara, bunun bir referandum yatırımı olduğunu düşünenlere itibar etmiyorum. Niyet okuyacak ve ihlas sorgulayacak durumda değilim. Andımız kaldırıldığında, emniyet ve yargıdaki başörtüsü yasağı sonlandırıldığında ne düşünüyorsam aynı şeyi düşünüyorum: Olması gerekiyordu, oldu. Bu değişikliğe getirilebilecek tek itiraz, kararın ‘gecikmiş bir karar’ olduğu olabilir ancak. Milleti anlamsız bir yasaktan daha kurtaranlardan Allah razı olsun, darısı Ayasofya’nın -camii olarak- yeniden ibadete açılmasına inşallah…

‘BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI’ ZULMÜNÜN GEÇMİŞİ

Üniversitelerde başörtüsü yasağı

Türkiye’de başörtüsü yasağının en fazla mağduriyet yaşattığı yerlerin başında üniversiteler geliyordu. Başörtüsü taktığı gerekçesiyle kız öğrenciler yıllarca üniversitelere alınmadılar. Yükseköğrenim haklarını kazanmalarına rağmen mağdur edildiler. 28 Şubat süreciyle zirveye çıkan yasak, Refah-Yol hükümetinin post-modern bir darbe yapılarak devrilmesiyle devam etti.

Mesclis’te başörtüsü krizi

28 Şubat döneminde kapatılan Refah Partisi, yoluna Fazilet Partisi olarak devam etti. 1999 seçimlerinde ilk başörtülü vekil çıkaran parti, Meclis’te dönemin Başbakanı Bülent Ecevit tarafından büyük bir tepkiyle karşılanıyordu. Ecevit; Meclis’te, yemin konuşması yapmak için yerini alan Merve Kavakçı’yı, “Bu kadına haddini bildiriniz” diyerek kürsüden hedef gösterdi. Meclis’te, Merve Kavakçı’yı masaları yumruklayarak protesto eden vekiller, Kavakçı’nın Meclis’e başörtülü gelerek “Devlete meydan okuduğunu” söyledi ve buna engel olunmasını istediler.

Asker oğlunun yemin törenini izleyemedi

Başörtüsü yasaklarının belki de en iç acıtan sahnesi, yetiştirip vatan borcunu ödemesi için askere yolladığı oğlunun yemin törenini izlemek için seyirci tribününe gelen tesettürlü bir annenin başörtüsü taktığı için tribünden atılmasaydı. Oğlunun yemin törenini izleyemeyen anne sessiz bir şekilde stadyumdan ayrılmıştı…

Çok şükür ki bunların tamamı eskilerde kaldı. Dua edelim, Allah bizlere bir daha o karanlık günleri göstermesin. Zira nimet; şükür görmezse gider.