Hiçbir sapkın grup hakkında Hariciler hakkında olduğu kadar çok uyarıcı hadis gelmemiştir.

Bunun nedeni de Hariciler’in İslam’a ve Müslümanlar’a verdiği zararın büyüklüğüdür.

Nitelikleri bizzat Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem tarafından bildirilmiştir.

Yaşları küçüktür ve anlayışları kıttır.

Çoğu bilgisiz, cahil, psikopat ve serseri gençlerdir.

Kibirlidirler ve insanlara tepeden bakarlar.

Kendilerini beğenirler ve ibadete; namaza, oruca ve Kur’an okumaya düşkündürler.

Bu nedenle diğer insanların uyarılarına kulak vermezler.

Çok Kur’an okurlar fakat okudukları boğazlarından aşağı geçmez.

Okuduklarını anlamazlar ya da yanlış anlarlar.

Kâfirler hakkında inen ayetleri Müslümanlar’a uygularlar.

Müslümanları tekfir edip kanlarını dökerler.

İbadete düşkün oldukları, giyim kuşamları, sakalları ve süslü sözleri aldatıcıdır.

Hariciler fitnesini bilmeyen birçok insanın onları mücahit olarak görmelerinin nedeni budur.

Okun avı delip geçtiği gibi dinden çıkarlar ve sonra bir daha dine geri dönmezler.

Halkın ve mahlûkatın en şerlileridir.

Hadislerde “cehennem köpekleri” olarak adlandırılırlar.

Yukarıda geçen tüm sıfatlar bugün DAEŞ adı verilen sapkın grupta toplanmaktadır.

Haricilere karşı savaşmanın sevabı büyüktür.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem Hariciler hakkında şöyle buyurmuştur:

“Eğer o topluluğa erişirsem Ad kavminin yok edildiği gibi onları da toptan öldürüp yok edeceğim.”

“Ahir zamanda yaşça küçük, akılca kıt birtakım gençler çıkacak. Yaratılmışın en hayırlısının sözünü söylerler, Kur’ân’ı okurlar. İmanları gırtlaklarından öteye geçmez. Okun avı delip geçtiği gibi dinden çıkarlar. Onlara nerede rastlarsanız onları gebertin. Zira, onları öldürene, Kıyamet günü, Allah’ın vereceği bir ecir var.”

“Ümmetimde ihtilaf ve ayrılıklar meydana gelecek, onlardan bir grup lafıyla güzel, ameliyle kötü olacak. Bunlar Kur’an’ı okuyacaklar, ancak köprücük kemiklerinden aşağı geçmeyecek. Dinden tıpkı okun avı delip geçmesi gibi çıkarlar. Ok kirişine dönmedikçe bir daha dine geri gelmezler. Bunlar mahlûkatın en şerlileridir. Onları öldürene ve onlar tarafından öldürülene ne mutlu! Onlar insanları Allah’ın Kitabı’na çağırırlar, fakat Kur’an’dan zerre kadar nasipleri yoktur.”

DAEŞ’in Hariciler olmadığını savunanlar “Hangi ulu’l emre karşı çıktılar?” sorusunu gündeme getirirler.

Oysa Haricilik sanıldığı gibi sadece meşru ulu’l emre karşı çıkmakla sınırlı değildir.

DAEŞ, ümmetin tümüne karşı çıkmıştır.

Hadislerde Hariciler hakkında gelen tüm niteliklere de sahiptir.

Ne mutlu onları öldürenlere ve onlara karşı savaşırken şehit olanlara.

Bunu ben söylemiyorum.

Bilakis bu müjdeyi, Âlemlere Rahmet olarak gönderilen ve ağzından hak sözden başka bir şey çıkmayan Allah’ın Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem veriyor.

Müslümanlar olarak maalesef Hariciye/DAEŞ fitnesini tam olarak kavradığımızı ve onlarla gerektiği gibi mücadele ettiğimizi iddia edemeyiz.

DAEŞ, dünyanın sorunu olmadan önce Müslümanlar olarak bizim sorunumuzdur ve en büyük zararı da bize vermektedir.

Müslümanların birleşip ne pahasına olursa olsun bu fitnenin ve habis urun kökünü kazımaları gerekir.

DAEŞ de Ad ve Semud kavimleri gibi -Allah’ın izniyle- yok olup gitmeli.