Sabah limonlu su, öğlen yeşil smoothie, akşam badem sütlü chia tohumu karışımı.
Instagram’da sayfaları kaydırdıkça, bu tarifler arasında kayboluyorsunuz.
Detoks tarifleri, “sıfır göbek, maksimum enerji, parlak cilt” vaatleriyle her yerde.
Ama bu gerçekten bir “arınma” mı, yoksa sadece estetik bir yeme pratiği mi?
“Detoks” kelimesi zihinde otomatik olarak “içsel temizlik” çağrışımı yapıyor.
Sanki bedenimizin her sabah biraz limonlu suya ihtiyacı varmış gibi.
Ama durun.
Bilim ne diyor?
Karaciğer, böbrekler, bağırsaklar…
Vücudun kendi arınma sistemleri zaten yıllardır çalışıyor.
Her gün, her saat.
Üstelik limonlu su içseniz de içmeseniz de.
Vücut kendini toksinlerden temizleme görevini zaten üstlenmiş.
Yani bilimsel olarak ekstra bir sıvı ya da özel bir karışım gerekli değil.
Peki o zaman neden bu kadar yaygın?
Neden herkes “detoks yapmalı” hissine kapılıyor?
Çünkü detoks artık bir sağlık terimi olmaktan çıktı.
Estetik bir yaşam biçimi olarak pazarlandı.
Görünüm odaklı, sosyal medyada “iyi görünmek” üzerine kurulu bir algı inşa edildi.
Arınma değil, “fit görünme” aracı hâline geldi.
Sağlık değil, estetik bir sembole dönüştü.
Bu da doğal olarak büyük bir sektör doğurdu: içecekler, tozlar, çaylar, kürler, 3 günlük tarifler…
Hepsi “arınma” vaadiyle satılıyor.
Ama çoğu zaman sadece cüzdanı boşaltıyor.
Bu demek değil ki sağlıklı beslenme gereksizdir.
Hayır.
Ama “detoks” adı altında sürdürülen bilinçsiz, bilimsel temelden yoksun uygulamalar, zamanla hem fiziksel hem psikolojik zararlara dönüşebilir.
Çünkü işin ucu genellikle “bedenini sevmemeye” kadar varıyor.
Sürekli bir “eksik” hissetmek, hep bir “yenilenme” ihtiyacı duymak…
Bu da aslında zihinsel olarak asıl “kirlenen” nokta.
Bu yazı, detoks furyasına eleştirel ama fanatik olmayan bir gözle bakma çağrısıdır.
Gerçekten buna ihtiyacın var mı, yoksa sadece pazarlama stratejisinin kurbanı mı oldun?
Vücuduna mı kulak veriyorsun, yoksa ekranına mı?
Ve sonuç:
Detoks yapmadan önce beynini detokslaman gerekebilir.
Çünkü önce neye inandığımızı sorgulamalıyız.
“Temizlik” adı altında dayatılanları değil, gerçekten içimizi rahatlatanı seçmeliyiz.
Kısacası:
Karaciğerin zaten çalışıyor.
Şimdi sıra sende.
Beslenmeden önce düşün.
Ve detoksu bir içecek değil, bir farkındalık hâline getir.