Durmak; bu koşuşturmaca arasında, sakin, dingin ve bir nefes aralığında ana odaklanıp, “Nereden geldim, nereye gidiyorum?” sorgusu ile gözlerimizi kendimize çevirmenin adıdır. Durmayı belki yapabiliriz fakat düşünebilmek ve neyi düşüneceğini bilmek, herhalde düşünmekten önce bulmamız gereken bir nimet.

Hayal kurmakla düşünebilmek nasıl farklıysa, durmak ile sakinleşmekte bir o kadar farklıdır. O kadar işimizin arasına ve önem verdiklerimizin listesine eklemediğimiz için çoook şeyler kaybettiğimiz bir nimet durup düşünebilmek.

Çünkü hep acelemiz var, hep çok işimiz var, hep bir şeyleri yetiştireceğiz. Bu telâş içinde, en çok kendimize odaklanıp farkında olarak yaşamamız gerekirken, zannediyorum en çok ihmal ettiğimiz de yine kendimiziz.

İçimiz durulmadan telâşımız bitmez Dalgalı denizde kendimizi göremeyiz, dingin bir deniz, sakin bir göl ayna gibidir, eğilince kendimizi görebiliriz. Bu yüzden bizim, kendimizi sakinleştirecek, bu telâş anaforundan kurtaracak bir düşünme biçimine ihtiyacımız var. Bu bilgiyi, bilgi sevgiyi ve bağlılığı, o da adanmışlığı gerekli kılar. Bu kendine dön ve kendinden hiç kopma mesajıdır.

Evet dünyada pek çok rollerimiz ve sorumluluklarımız var, evet çok işlerimiz var ve bu işlerin bizim tarafımızdan yapılması lâzım. İşte bana ait olan sorumlulukları hakkıyla yapabilmem için kendimle bağımı koparmamam, kendimi beslemem, sevindirmem, gerektiğinde şımartmamlâzım.

Benim ayakta durabilmem ve yapacaklarımı coşkuyla yapabilmem için kendi ihtiyaçlarımın farkında olmam ve önce o ihtiyaçlarımı helâl ve doğru bir biçimde gidermem lazım. Bunun içinde, sakin, dingin ve kendimle savaşmıyor olmam lâzım ki kendimi görebileyim.

Kavga, içeride kargaşanın sesidir. Kendimizi görmezsek kendimizle ilgili bilgimiz az olur. Kendimizi bilemezsek, gördüğümüzü karşımızdakinin hali zannederiz. Oysa gördüğümüz ve bizi huzursuz eden fotoğrafın kendi yansımamız olduğunu anlamamışızdır. Anlamadığımız müddetçe de, şikâyetimiz hep karşımızdaki ile ilgili olur. Oysa kendisi eğri duranın aynadaki görüntüsünden başkası değildir çoğunlukla, bunu anlamamız gerekiyor. Kendimizi görmeye acilen ihtiyacımız var.

“Evet bu yanlış oldu, bunu öngöremedim, özür dilerim. Telâfi etmek için neler yapabilirim?” diyebilecek kadar yürek kabımızı genişletmemiz ve aklımızı büyütmemiz gerekiyor. Durup düşünmeye, en makbul ibadetlerden sayılan tefekküre zaman ayıralım. Sadece Allah (c.c) ile konuşup hasbihal etmek için zaman ayıralım. Kendi içimizde daha iyi olmanın plânlarını yaparak, insanlarla

güzel geçimin, içimizdeki huzurun ve dinginliğin fiili ve kavli dualarla temellerini atalım. Duralım ve tefekkür edelim ki yolda kalmayalım.

Görmek için ilgi,

Anlamak için bilgi,

Başarmak için sevgi,

Sonuç için sabır,

Bunların hepsi içinse,

Kesintisiz emek gerek.