Ülkemizi ziyaret eden turistler, hem gezip görmek hem de kültürümüzü yakından tanımak isterler. Bu kültürlerden bence en cazibi de yemek kültürümüzdür. Gastronomi Turizmi açısından bakıldığında ise turiste hitap eden bu restoranların keyifli ve otantik bir şekilde döşenmesi gelenleri ciddi etkiliyor.

Yabancılar, doğallık ve otantikliğin hâkim olduğu mekânlara ilgi duyuyor ve gittikleri bölgede yaşayan yerel halkın kültürünü öğrenmeyi ve bu mekânlarda yöresel yemekler yemeyi de çok seviyor. Diğer taraftan bu mekânlar turizm sektörünün de canlanmasını sağlıyor. Bugün gastronomi turizminde önemli olarak gördüğüm 3 mekânı sizlerle buluşturacağım. İlki, İstanbul Ortaköy’de yoldan geçenlerin bile ziyadesiyle dikkatini çektiği “Alibaba Restaurant”. 2.’si Sultanahmet camisinin hemen dibinde efsane Osmanlı yemekleri ile turistlerin kalbinde derin izler bırakan “Sultan Köşesi Restaurantı”. 3.’sü ise Çanakkale iline bağlı Türkiye’nin 3. en büyük adası olan Bozcaada’da nefis kahveler ve kurabiyeler yapan “Bozcaada Madamın Kahvesi”.

Alibaba Restaurant

Alibaba Restaurant’ın kurucusu Rize Çayelili Ali Yoğurtçu ama herkes onu Ali Baba diye tanıyor, 16 yıl önce Ortaköy’deki bu restoranı açıyor. Aslında Alibaba’nın Hikâyesi 48 yıl önce ilk Tophanede işlettiği mekân ile başlıyor. Tophane’deki mekânlar yıkılınca da Ortaköy’e geçiyor. Buranın dışında Ankara, Kıbrıs, Kartalkaya ve Mardin’de de şubeleri bulunuyor.

Alibaba’nın hikâyesi

Gastronomi turizmine yönelik Kafe Restaurant sektöründe babacan tavrı ile tanınan Alibaba’nın gerçekten çok büyük bir emeği var.Bu sektörde çok sayıda ilde birçok kişiye yardım elini uzatmış ve mekân açmalarına da aracılık etmiştir. Sonrasında da misafirlerine en iyi bir şekilde hizmet verebilmek kendi adına mekânlarına yeni şubeler eklemeye başlamıştır. 2017’ de Ankara, 2018’ de Kartalkaya, 2019’da Kıbrıs ve Pandeminin ilk zamanlarında Mardin’de olmak üzere ardı ardına şubeler açılmış. Hedefleri arasında Orta Doğu’ya kısa bir süre içerisinde açılmak da var. Alibaba’nın yetenekli oğlu Mert Yoğurtçu da babasının yolunda ilerleyerek başında olduğu Ankara şubesinde güzel işler başarıyor vebunu da diğer şubelere taşıma niyetinde olduğu anlaşılıyor.

Turiste konfor vadeden mekân

Ziyaretine gidip lezzetlerini deneyimlediğim Alibaba restoranın Ortaköy şubesi, büyüleyici iç mimarisi ve kendine hayran bırakan otantik mekân tasarımı ve Türk damak tadına uygun sunduğu lezzetler ile yerli müşteri ve turistlere rahat ve huzurlu bir zaman geçirebilmeyi vaat ediyor. Buna ilaveten kişiye özel VIP odaları ve her damak zevkine uygun zengin menüsü ile müşterilerine en iyi hizmeti sunmaya devam eden restoran, kurulduğu günden bu güne değişmeyen en önemli temel ilkesi olan hijyen kurallarıyla birlikte mutfak malzemelerini taze ve günlük olarak temin ediyor. Gündelik hayatın karmaşasından uzaklaşmak ve yeni lezzetlerden keyif almak isteyenlere benzersiz bir konfor sunabilmek amacıyla hizmet veren Alibaba, misafirlerini birbirinden leziz tatlarını ama özellikle çeşit çeşit meyve tabaklarıyla hazırladığı lezzet şölenini deneyimlemeye çağırıyor. Alibaba, alanında uzman şefleri ile dünya lezzetlerini yeniden yorumlayarak misafirlerini ev konforunda ağırlıyor.

Sultan Köşesi

İstanbul’un tarih kokan turistik bölgesi Sultanahmet’te, 1994 yılında Adana Kozan doğumlu 52 yaşındaki gazeteci Recep İncecik tarafından kurulan Sultan Köşesi Restaurantı, Türk ve Osmanlı mutfağının bütün lezzet ve ihtişamını 28 yıldır sürdürüyor. Türkler kadar yabancıların da gözdesi olan restoranda dünya mutfağı da dahil şahane lezzetlerle sofralar donatılıyor. Ayrıca restoranın menüsünde kullanılan her malzemenin sağlıklı olmasına da azami dikkat ediliyor.

Osmanlı mutfağı

Kozan’da ilkokul çağlarında kebapçılığa başlayan Recep Usta, o dönem 7-8 yaşlarında şişlere kebap saplamaya başladığını anlatıyor. Türk Mutfağına geçişini ise Üniversite için İstanbul’a gelişi olan 1990’lı yıllara dayandırıyor. 2 yıl Gaziantep’te okuması nedeniyle de bölgenin mutfağını da öğrenen Recep Bey İstanbul’a geldikten 2 yıl sonra da 1994’da ilk mekânını açıyor. Sultan Köşesi adını verdiği bu restoranında ilk dönem yöresel yemekler yapan Usta, daha sonra burayı Osmanlı mutfağına çeviriyor. Burada belki de İstanbul’daki en iyi cağ kebabını yapan Recep Usta, bunun kendine yeterli gelmediğini düşünerek özellikle İstanbul mutfağını ve Osmanlı mutfağı denilen o deryayı keşfettikten sonra mekânı tümüyle bu mutfağa çeviriyor.

Gastronomi turizmi açısından Osmanlı mutfağı

Osmanlı mutfağına geçiş sürecinde kendisine en çok destek veren ismin tarihçi yazar Mehmet Şevket Eygi olduğunu ifade eden Recep İncecik, özellikle Osmanlı yemek kitaplarını kendisine temin eden bu kıymetli yazarın yardımını minnet ve şükranla belirtiyor. Unutulmaya yüz tutmuş Osmanlı yemeklerini lezzet bakımından günümüz yemeklerinden üstün tutan Recep Bey, bu sayede Turizm bölgesinde alkolsüz bir mekanla mükemmel bir başarı yakaladığını da ifade ediyor. Önceleri burada alkolsüz restoranın mümkün olmadığını ifade eden kişilere de28 yılın sonunda bugün geldiği noktayla bir nevi cevap vermiş oluyor. Turistlere, her yerde en iyi alkollü içecekleri zaten içtiklerini ama burada Osmanlı’dan gelen yepyeni bir deneyim yaşatacakları teklifine çoğu turist dayanamayıp kabul ediyor. Bu şekilde Osmanlı lezzetlerinin geleneksel Osmanlı şerbeti eşliğinde sunumu yapancıların gönlünü kazanıyor.

Bozcaada Madamın Kahvesi

Mekân, “Her Yudumda Ada Esintisi Hissedin” sloganıyla, Bozcaada'nın en güzel sokağında, Madamın geleneksel tarifleri ve kahve öğretileri üzerine Murat Gülşen tarafından 2017 yılında kuruluyor. Adanın eski sakinlerinden olan Madam Panayota Hanım'ın leziz kahveleri ve kurabiyelerinden ilham alınarak kurulan bu mekân, ada halkı tarafından da çok seviliyor ve adaya gelenlerin ilk uğrak yerlerinden biri oluyor. Adanın dışında İstanbul Moda, Tekirdağ Çorlu, Manisa Soma ve Samsun'da da şubeleri bulunuyor.

Markanın en sevilen ürünleri

En sevilen kendi harmanları olan "Ada Esintisi” isimli kahve geliyor. Bunun yanında Ege kültürünün ortak ürünleri olan damla sakızlı ve dibek kahvesi ön planda ve tercih edilenler arasında yer alıyor. Burada her bir yudumda Bozcaada'nın havasını hissettirecek kahveler, özel olarak mekânda geleneksel ve üçüncü nesil yöntemlerle kavruluyor ve halkın beğenisine sunuluyor. Kahvelerin yanında servis edilen kurabiyeler ve tatlılar ise yine Madamın geleneksel tarifi ile hazırlanıyor. Verilen tüm bayiliklerde Bozcaada'yı hissettirmeyi hedefleyen Murat Bey, Buraya gelen misafirlerin yediği ve içtiği tüm ürünlerin Çanakkale ve Ege Bölgesi'nden geleceğini, fincan ve tabaklarına değin özel Bozcada konseptinde olacağını belirtiyor.

Ada esintili kahveler diğer illere taşınıyor

2021 yılı itibari ile kendi üretimi olan kahveleri diğer illere de taşımaya karar veren Murat Bey, İstanbul başta olmak üzere, yurtiçi ve yurtdışından markaya ilginin artığını belirtiyor. Markanın ilk bayilerinden biri olan Meral Asiltürk Hanım’ın Kadıköy Moda’da bulunan mekânını ziyaret ettiğimde hem kahvenin lezzeti hem de şirin mekanı beni adeta büyülemişti. Meral Hanım’ın sanat camiasından oluşu ve buraya gelenlerin oldukça memnun buradan ayrılışları Murat Bey’in bayi seçiminde ne kadar titiz davrandığının bir göstergesi olsa gerek. Bayi adaylarıyla görüşmelerde Bozcaada’yı bilmeleri, hissetmeleri ve ada lezzetlerini tanımalarını şart koşan Murat Bey, şu an hedeflerinin sağlıklı büyümek olduğunu belirterek 2024’ün sonuna kadar yurtiçinde 10, yurtdışında ise 4 şube açacaklarını belirtiyor.