Günümüzde “içeri gir” denilen o işe alma süreci, gençleri öyle bir köşeye sıkıştırdı ki; öyle bir yüz yüze geldi ki… Ne yapıyor adaylar? “İş mi beğenmiyorum?” yoksa “iş beni mi istemiyor?” sorusunun cevaplarına hep beraber bakacağız, önce mülakatı ısıtalım:

Mülakat: Bir Söz Savaşı mı, İnsan Tanıma mı?

The Guardian’da yer alan bir habere göre, birçok Gen Z adayı mülakatlarda yetersiz kalıyor: Hedef şirketi bile bilmiyor, sorguya açık cevaplar veriyor, göz teması ve iş kıyafeti gibi küçük ama etkileyici detaylarda zorluk yaşıyor

The Guardian .

İşe alımcıların yüzde 20’si, yeni mezun adayların hazırlıksız olduğunu düşünüyor. Ve yüzde 40’ı, benzer pozisyonlardaki daha yaşlı adayları tercih ettiğini belirtiyor. “Gen Z biraz garip davranıyor” yorumu bile yapılabiliyor.

Başka bir örnek: Indeed’in güncel araştırmasında adayların en çok şikayet ettikleri konular şöyle sıralanıyor: Açık maaş bilgisinin olmaması, uzun sürdüğü halde geri bildirim alamamak, “giriş seviyesi” işler için bile 2–3 yıl deneyim gerekmesi, belirsiz iş tanımları ve ücretsiz test ödevleri gibi uygulamalar

Gençler İş Bulamıyor mu, Yoksa İş Onları Reddiyor mu?

Business Insider’dan alınan içgörüler çok net: “Giriş seviyeli işler artık o kadar da ‘giriş seviyesinde’ değil.” Örneğin “yeni başlayan” pozisyonlar için bile 2–3 yıllık deneyim isteniyor. Bu da iş ilanlarını bir nevi çocuklara erişilmez hale getiriyor. Halbuki Gen Z, girişimci ruhu, işbirliği yetenekleri ve çeşitliliği desteklemesiyle değer katabilecek potansiyele sahip

Global Perspektif: Nefes Kesen Gerçekler

Türkiye özelinden bakarsak, Reuters’in haberine göre ekonomik reformlar ve artan enflasyon genç işsizliği etkisiyle sonuçlanıyor. 24 yaşındaki yazılımcı Berkay Uçar, sekiz aylık iş arayışının sonucunda bile somut bir teklif alamadığını söylüyor. İş aramaktan vazgeçen gençlerin oranı yüzde 30 yükselmiş durumda

Bir başka küresel trend ise “NEET” (Ne eğitimde, ne istihdamda, ne eğitimde olan gençler) oranlarının yükselmesi. İngiltere’de 16-24 yaş aralığında bu oran yaklaşık yüzde 13. Gençler daha çok mental sağlık sorunları, hayat pahalılığı ve iş tatminsizliği nedeniyle düzenli çalışmayı bırakıyor

Her İki Kutup Arasında Sıkışan Gençler

Tek bir yıkıcı gerçeğe bakmak yerine, nedenler silsilesine bakalım:

İşveren beklentileri: Artan talep ve azalan iş olanakları, deneyimsiz gençlerin önünü kesiyor.

Gençlerin tutumu: “Giriş seviyesi iş” tanımları sadistçe kısıtlı deneyim istiyor; bazı adaylar bu şartlara girmeyi reddediyor, ya da gerçekten hazır değiller.

Sistemsel kopukluk: Eğitim sistemi ile iş dünyası arasında ciddi bir beceri uyumsuzluğu var. Üniversitelerde verilen yetkinliklerle sektör ihtiyaçları arasındaki fark büyüyor

Mülakat formatları: Gereksiz küçük sohbetler, saçma mülakat soruları gençleri yabancılaştırıyor ve özgüvenlerini sarsıyor

Peki Çözüm Ne Olmalı?

Bir karanlık tablo çizmemek gerek. İş dünyası değişmeli, gençler adapte olmalı, sistem dönüşmeli.

İşverenler: Mülakat süreçlerini revize etmeli; gereksiz deneyim talebinden vazgeçip potansiyeli görmeli. Açık iş tanımları ve şeffaf ücret politikaları şart. Eğitim kurumları: Gençlere iş dünyasında gereken “soft skills” ve pratik uygulamalar sunmalı.

Genç adaylar: Mülakat hazırlıklarını arttırmalı, şirket araştırması yapmalı, pratik mülakat stajlarıyla özgüven kazanmalı. Kamu politikaları: NEET gençlere destek paketleri, staj ve mesleki eğitimle dönüşüm programları hayata geçirilmeli.