“İran ekonomisi son 40 yılın en kötü dönemini yaşıyor.” bu cümle İran-Çin Ticaret Odası Başkanı Mecid Rıza Hariri’ye ait. Geçen yılı yüzde 36,5 enflasyonla kapatan İran, bu yıl ortalama yüzde 45’leri görüyor. Ülkede her yıl gıda fiyatları yüzde 70 oranında artıyor. Ekonomistler bir an önce Batı ile yaşanan siyasi krizin sona erdirilmesi yönünde Tahran yönetimine çağrıda bulunuyor. İran’ın yeni Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi de 2018 yılında dönemin ABD Başkanı Donald Trump tarafından çöpe atılan ve Washington yönetiminin görüşmelerinden çekildiği nükleer anlaşmayı yeniden yürürlüğe koymak için BM’nin 5 daimi üyesi (ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin) ve Almanya ile görüşmelere başlama kararı aldı. Dönemin İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Trump’ın aldığı karara karşı ülkesinin yeniden uranyum zenginleştirme çalışmalarına başlayacağını açıklamıştı. Tahran yönetiminin hedefi 2015 yılında Obama yönetimiyle varılan anlaşma şartlarının aynen devam etmesi. Neydi bu şartlar? Kısaca özetlersek; İran enerji için ürettiğini söylediği uranyum zenginleştirme kapasitesine 15 yıl boyunca 3.67 oranında sınır getirecek. Nükleer tesislerinin denetimini Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı uzmanlarına açacak. Uzmanların yönlendirmesiyle de tesislerin devam edip etmeyeceğine karar verecek. Santrifüjler uzmanların denetimi altındaki depolara yerleştirilecek. Buna karşılık da Batı tarafından İran’a yönelik uygulanan ambargo kalkacak, İran nükleer silaha sahip olmak yerine yurtdışına silah satabilecek.

Bu anlaşma uygulanmamakla birlikte Trump’ın talimatıyla İran ağır yaptırımlara yeniden maruz kaldı. Ülkede son yıllarda yaşanan siyasi karışıklıklar da üzerine eklenince ciddi ekonomik kriz her İran vatandaşını vurdu.

Aradan geçen 3 yılın ardından İran yeniden masaya çağrıldı. Bu kez ABD Başkanı Biden da anlaşmanın yapılması taraftarı. AB Dış İlişkiler Servisi tarafından Viyana’da organize edilen görüşmeler aslında Reisi’nin Cumhurbaşkanı olarak seçilmesinden kısa süre öncesinde yeniden başlamıştı. ABD henüz masada değil. Görüşmeyi Almanya, Fransa ve İngiltere başat oyuncu olarak yürütüyor. Rus ve Çinli temsilciler de görüşmelere katılıyor. Hedef 2015 anlaşmasının yeniden uygulanması ama bazı sorunlar var. İran ABD heyetinin de masada olmasını ve uygulanan ambargonun derhal kaldırılmasını istiyor.  

AB tarafı ise İran’a ‘önce nükleer çalışmalarını derhal durdur’ çağrısı yapıyor. İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss bunun İran’ın masaya dönmesi için verilen son şans olduğunu söyledi. Batı aynı zamanda İran’ın terör örgütlerine verdiği desteği de hemen kesmesini istiyor. Masalarda sert tartışmaların olduğu görülüyor. İran heyeti 2015 şartları dışında sunulan yeni şartları kabul etmeyeceğini açıkladı. Nükleer görüşmeler sürerken Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı da Tahran yönetimini nükleer tesislerin denetimine kapı aralamamakla suçluyor.

Batı şartların kabulü için bir yandan İran’ı köşeye sıkıştırırken, İsrail de Tahran’ın elindeki nükleer tesisleri vurmaya hazırlandığını öne sürerek batılı ülkelerin hem elini güçlendirmeye çalışıyor hem de onları masada İran’a karşı daha agresif olmaya itiyor. Bakalım nükleer görüşmelerin 7. turu İran’a yeni bir kapı açabilecek mi.