Dünyanın hiçbir yerinde seçmenini bu kadar kısa sürede “hayal kırıklığına” uğratan bir başka siyasetçi yoktur. İstanbul’un cadde ve bulvarları buram buram pişmanlık kokuyor. Vatandaş şimdiden “Ne değişti’’ demeye başladı. Hani, “Her şey çok güzel olacaktı” ifadesi, İstanbullular arasında en çok kullanılan cümle olmaya başladı.

Peki ne oldu da bu kadar çabuk dökülmeye başladı makyajları?

 “Profesyonel algı teknikleri’’ ve sosyal medya yalanları ile bir kampanya düzenlediler. Propaganda metotlarında “kırmızı çizgileri’’ olmadı. Ahlaki ve insanı hiçbir kutsalı görmedi gözleri. İstanbul’a yalan söylemekten çekinmediler. “Bir değil, iki seçim kazandık” dediler; iki değil on seçim kazansalar bile İstanbullu’nun gönlünü kazanamadılar. İşte bunun içindir ki, çok kısa sürede kendilerine duyulan güveni kaybettiler.

İSTANBUL’A HİZMET ETMEYE GELMEDİLER

Maksatları İstanbul’a hizmet etmek değildi. Dolayısıyla hiçbir hazırlık yapmadılar. Ne bir proje ne de bir hedef koydular İstanbullular’ın önüne. Tek maksatları AK Parti’yi alaşağı etmekti… Bunu yaparken de yanlarında olanları, kollarına girdikleri kesimleri bile aldattılar. Rövanşist ve intikam duygularıyla kazandıkları İstanbul seçimlerinden bu yana tek bir çivi çakmadılar şehrimize. 6 ayda hiçbir temel atmadan düzenledikleri “temel atmama” töreni de acziyetlerini gösterme açısından iyi bir örnek oldu.

YALAN BUNUN NERESİNDE?

AK Parti’yi hangi konularda eleştirdilerse, bunu misliyle yaptılar ve yapmaya devam ediyorlar.

“İsraf var” dediler; geldikleri günden bu yana konser, kutlama, gezi, yurtdışı ziyaret ve festivaller için milyonlarca lira harcadılar.

“Namus sözü” verip “Çalışanlara dokunmayacağız” dediler; 6 ayda 5 bin 831 kişiyi işten çıkarttılar.

“Araçlar çok fazla” dediler; yüzlerce yeni aracı fahiş fiyatla kiraladılar.

“Yandaş müteahhit” dediler; gelir gelmez “pazarlık usulüyle” kendi müteahhitlerine milyonluk işler verdiler.

“Hayatı ucuzlatacağız” dediler; gelir gelmez ekmeğe, suya zam yaptılar.

“Hayatı kolaylaştıracağız” dediler; metrobüs kuyruklarında insanları canından bezdirdiler.

“Liyakat ve ehliyete önem vereceğiz, adam kayırmayacağız” dediler; 25-30 yıllık tecrübesi olan bürokratları “Mezarlık Müdürlüğü’ne” sürdüler.

“Torpil olmayacak” dediler; CHP’den resmi yazı gönderip işçi alımlarını parti üzerinden yapmaya başladılar.

“Belediye borç batağında” dediler; göreve geldikleri günden bu yana kapı kapı borç arayıp borçlandılar.

TEK BİR TUĞLA KOYMADAN GİDECEKLER         

İlk bir yıl galibiyet şarkıları söyleyip, dökülen makyajlarını tazelemeye çalışacaklar.

Sonraki 3 yıl konser, festival, gala ve özel gecelerde gönüllerince eğlenip, 25 yıllık mirası tüketecekler.

Son bir yıl “Bizi çalıştırmadılar, önümüzü kestiler “ diye ağlayacaklar. Ve… İstanbul’a tek bir tuğla koymadan gidecekler…