Batı’nın Çin’e karşı en büyük kozu olan Hindistan ile Çin’in Hindistan’a karşı en önemli kozlarından biri olan Pakistan arasında, üç ülkenin sınır ilişkileri kapsamında patlamaya hazır bir bomba gibi duran Keşmir meselesi üzerinden yeni bir kriz ortamı oluşmak üzere.

Hindistan Kuzey Ordu Komutanı’nın Azadi Keşmir için “geri almaya hazırız.” ifadelerine karşı Pakistan Ordusu tarafı açıklamanın hayalperest zihniyetin tezahürü olduğunu ve ordularının sınırlarını koruyacak güçte hazır bulunduğunu belirterek cevap verdi.

1947'de İngiltere’nin Hindistan'dan çekilişi esnasında Keşmir Prensliği, bağımsızlığını ilan eden Hindistan ya da Pakistan ile birleşme hususunda arada kaldı ve Müslüman Keşmirlilerin nüfusun %90’ını oluşturmasına rağmen İngiltere’nin etkisiyle Keşmiş, Hindistan ile birleşmeye zorlandı.

Neticede İngilizlerin dediği olsa da Müslüman Keşmir halkı bu durumu kabullenmedi ve Pakistan ile Hindistan aynı yıl savaşa tutuştu. 1965 ve 1999'da da savaşan taraflar arsında sağlanan ateşkesle Keşmir Hindistan (Cammu Keşmir) ile Pakistan arasında (Azadi Keşmir) bölündü ve bir kısmı (Aksay Çin Bölgesi) Çin hakimiyetine bırakıldı.

Cemmu ve Keşmir olarak tanımlanan bölgede bugün itibariyle Müslümanlar %68 ve Hindular %29’luk nüfus oranına sahip. Azınlık olarak da Sihler ve Budistler bölgede yaşamakta.

2019 Ağustos’unda Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin önderliğinde mecliste çoğunlukta olan Hindu milliyetçisi partinin parlamentodaki oylamada galip gelerek Cammu Keşmir'e ayrıcalık tanıyan anayasanın 370. maddesini iptal etmesiyle sular yeniden 3 ülke için ısındı. Karara hem Pakistan hem de Çin sert tepki gösterdi.

Çin’in son yıllarda, Bir Kuşak Bir Yol Projesi kapsamında Pakistan’ın kontrolündeki Azadi Keşmir bölgesine, Çin-Pakistan Ekonomi Koridoru çalışmalarına binaen  otoyollar yapmasının, altyapı yatırımlarında bulunmasının ve Pakistan’a finansal desteklerde sağlamasının yanında Keşmir’de Pakistan’dan yanı tavır alması Hindistan’ı son derece rahatsız ediyor ve Hindistan bunu bir çevreleme politikası olarak algılayarak ABD ile yakınlaşmanın yanında iki ülke arasında sınırlar açısından bir diğer problemli alan olan Tibet coğrafyasında Çin’i rahatsız edecek girişimlerde bulunuyor.

2017'de Doklam Platosu'nda yaşanmış olan gerginlikte iki ülke ordularının karşı karşıya gelişi ve diplomatik girişimlerle son anda büyük bir çatışmanın önlenişinin ertesinde 2020 yılında da bu defa taşlı sopalı kavga sonucunu iki tarafın kırktan fazla askerini kaybedişi akla getirildiğinde Çin -Hindistan ilişkilerinde Tibet coğrafyasındaki mücadelenin önemi daha da iyi anlaşılıyor.

Her iki bölge üzerinden meselelere bakıldığındaysa; Aksay Çin bölgesi hakkında Hindistan-Çin arasında, Azadi Keşmir ve Cammu Keşmir hakkındaysa Pakistan-Hindistan arasında böylesine kronik gerginliklerin var oluşunun yanında Tibet’in bu mücadelenin mütemmim bir cüzü haline gelişi, Asya’nın 3 nükleer gücü arasında; Çin-Pakistan arasındaki ittifak ve ABD-Hindistan arasındaki ittifaktan kaynaklı, olası bir savaşın başlangıç noktasının Keşmir-Tibet hattında ortaya çıkacağını işaret ediyor.

Okyanusta devam eden Çin-Hindistan mücadelesinde Hindistan ABD, Japonya ve Avustralya’nın desteği ile görece denge, hatta kısmi yakalamışken karada şartlar Çin’in lehine gözüküyor. Rusya’nın denklemde nasıl var olacağı, ABD’nin başına 2024’te Haris’in mi yoksa Trump’ın geçeceği, İngiltere’nin yeni başbakanı Sunak’ın bu süreçte iktidarı elinde tutup tutamayacağı gibi değişkenler Asya’da patlamak üzere bekleyen saatli bombanın en önemli parametreleri olarak karşımızda duruyor