Ekonomisi her gün başka bir yerinden yara alan ABD’nin şu sıralar başındaki en büyük bela Borç Tavanı meselesi. 1917’den bu yana uygulamada olan ve hükümetin borçlarını ödemek için ödünç alma sınırını belirleyen Borç Tavanı sınırı ABD’yi tehlikeli sulara sürüklüyor.

ABD Kongresi, her yıl hükümet harcamalarını -ki bunların içinde altyapı çalışmalarından, sosyal güvenlik programlarına, memur maaşlarından daha yüzlerce kaleme yapılacak ödemeler mevcut- içeren bir bütçeyi onaylıyor. Vergi ve diğer gelirler yetmediğinde borçlanan hükümet için malum tavana ulaşılması çok önemli bir durum. Yani bir nevi hükümetin gerçekleştirmeyi taahhüt ettiği ödemeler için ABD Hazinesi’nin borçlanabileceği son noktanın adı Borç Tavanı.

Günümüz itibariyle 31,4 trilyon olan ve 260 milyar dolar aşılan Borç Tavanı’nın artırılması için bastıran hükümetteki Demokratlarla, yapılan harcamaları kıyasıya eleştiren Temsilciler Meclisi’ndeki çoğunluğu elinde bulunduran Cumhuriyetçiler arasında kıyasıya bir kavga var. Biri diğerini yanlış harcamalarla ülkeyi ekonomik felakete sürüklemekle suçlarken, diğeri de rakibini demokrasiye ve halkın iradesine şantaj yapmak suretiyle müdahale ile lanetliyor. 

En son 2011’de Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasında yaşanan Borç Tavanı krizi, ABD temerrüde düşmeden saatler önce aşılabilmiş ve piyasalar çok ciddi zararlarla karşılaşmıştı. Mesele, ABD ve borsaları olunca da haliyle tüm dünyayı etkilemiş ciddi kayıplara sebebiyet verilmişti.

Yıllar sonra tavan meselesi tekrar dönüp dolaşıp ABD ekonomisinin en zor günlerinde tekrar ortaya çıkıverdi. Hükümet, Cumhuriyetçileri Kongre onayı konusunda nasıl ikna edecek, diye tüm dünya gelişmeleri yakından takip ediyor.

Yellen’e göre haziran ayından önce temerrüt durumuna gelinmesi mümkün olmasa da tüm dünyanın ve özellikle de ABD’nin bu kadar kırılgan bir süreç içerisinde “borçlarını ödeyememe” manasına gelen temerrüt riski ile karşılaşması büyük tehlike arz ediyor. 2011 gibi dünyanın paraya boğulduğu bir süreçte dahi krizin uzamasından ötürü büyük zarar gören ABD ve diğer ekonomilerin, böylesine zorlu bir zaman aralığında aynı süreci tekrar yaşamasının faturası çok daha ağır olabilir. Hele ki tahtı her gün sallanan dolar ve balona dönmüş borsaların sahibi ABD için…

Biden ile Borç Tavanı konusunda müzakereleri devam ettiren Temsilciler Meclisi Başkanı McCarthy yakın zamanda Wall Street’i üstü kapalı bir şekilde uyarıp sıkıntı çıkabileceğini ifade etti. Benzer bir uyarı açıklaması Dimon’dan da gelmişti.

Özetleyecek olursak, hala vakit varmış gibi gözükse de ekonomisinde birçok cephede alarmlar çalan ABD hızla uçuruma doğru ilerliyor.

İster inanın ister inanmayın, ABD’de çok kısa bir zaman aralığında hiperenflasyonla, bölünmeyle veya iç savaşla karşılaşabileceğimiz gibi; tüm bunların hepsinden kaçınmak ve tamamını ikinci planda bırakmaya yönelik olarak vatandaşlarını da konsolide edecek şekilde tarihin seyrini değiştirecek bir savaşın fitilini ateşleyecek çılgınlıklarla karşılaşabiliriz.