İnsan yollara muttali olurken insanları tanır. Bir kimse Hazret-i Ömer’in yanında başka birisinden sitâyişle bahsediyordu. Durmadan onu methediyordu.

Hazret-i Ömer ona üç soru sordu:

1- “Onunla bir yolculuk yaptın mı?” dedi. Tabii o zaman zor yolculuk, çöl yolculukları; zor ve meşakkatli...

Adam, “Hayır” dedi.

2- “Ticaret gibi bir alışverişte bulundun mu?” dedi. Yani ictimâî bir muâmelede bulundun mu?

Adam yine, “Hayır” dedi.

3- “Peki ona sabah-akşam komşuluk ettin mi?” dedi.

Adam, “Hayır” dedi.

Bu üç soruya da “hayır” deyince, Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-:

“Kendisinden başka ilâh olmayan Allâh’a yemin ederim ki, sen onu tanımıyorsun!” buyurdu.

Geçtiğimiz bir aylık süreç boyunca Diyanet-Sen Genel Başkanı Ali Yıldız Bey ve bir grup yöneticiyle bir yolculuğa çıktık. İlk günden son dakikaya kadar tam da İslam’ın emrettiği yolculuk kardeşliği bu dedim, hamdolsun. Ülkenin derdiyle dertlenen; gittiği her yerde vatan, millet derdiyle yanıp tutuşan; sorunlara çözüm bulmak için çabalayan bir ekiple yolculuk nasip oldu. Yeri geldi acilen Ankara’ya dönülmesi gerekince yolun yoruculuğuna aldırmadan, özellikle sözleşmeli memurların görüşmeleri sürecinde koşa koşa Ankara’ya dönen ve “neden döndük, yola devam edebilirdik” dahi demeyen bir lider pozisyonunda tam bir kardeş olarak yolculuk ettik.

Hakikaten Hz. Ömer’in dediği gibi yolculukta tanıyor insan insanı. Yüreğinin güzelliğini, cömertliğini, insancıllığını… Bir gün rahatsızlanmıştım. Safranbolu’da hastaneye gitmek gerekti. Biz hastaneye ulaşmadan Karabük şube başkanı Fazlı Özçelik Bey’le hastane önünde bizi beklemeye başlamış olduğunu görünce Allah’a hamdettim. Bizi beklemesi, tedavi süresince orada kalmak istemesi, ilgisi ve alakası hakikaten Müslüman idareci tavrıydı. Allah böylesi idarecileri başımızdan eksik etmesin.

Gittiğimiz her ilde yeni bir ilgi, alaka hikâyesi dinlemek hakikaten Ali Yıldız Bey’e yönelik kendisine karşı sevgi ve saygımı arttırdı.

Diyanet camiasını, sorunlarını bilen, bu sorunların çözümü için gece gündüz çalışan, çabalayan; gâh Mecliste, gâh Diyanette, gâh Vakıflar Genel Merkezinde; çözüm adresi olabilecek her yerde, “ben buradayım” diyebilen bir Genel Başkan. Allah böylesi idarecilerin sayısını arttırsın. Arttırsın ki ülkenin en ücra köşesindeki insanlar bile kendilerini güvende hissedebilsinler. 

Teşekkürler Ali Bey, teşekkürler Diyanet-Sen. Biz sizde bu ülke adına güzellikler gördük. Allah size güzellikler nasip etsin. Vesselam…