Sesleri, görselleri ve videoları manipüle eden gelişmiş yapay zekâ programları orijinalinden ayırt edilmesi neredeyse imkânsız olan taklitler oluşturabiliyor. Derin öğrenme algoritmalarıyla insan dudakları okunup, konuşmalar montajlanabiliyor; yüz ifadeleri ve dudak hareketleri simüle edebiliyor. Sonuçta bir kişiyi hiç yapmadığı şeyleri yaparken veya söylemediği şeyleri söylerken göstermek mümkün olabiliyor. En tehlikelisiyse bu teknolojiye erişimin kolay oluşu.

Deepfake (Derin Sahte) adı verilen bu yöntemle yapılan videoları gerçeğinden ayırt etmek için sadece gözlerinizi ve kulaklarınızı kullanmanız yeterli değil. Çünkü şu an hayatta olmayan birinin bile görüntüsü kullanılabiliyor; hayattaymış ve görüntüsü gerçekmiş hissi verilebiliyor.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişiminin ardından bu teknolojinin kullanıldığını gördük. 16 Mart 2022’de Ukraine 24 adlı televizyon kanallarına sızan Rus internet korsanları, Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin Deepfake yöntemiyle hazırlanmış videosunu yayımladı. Videodaki sahte Zelenski, “Başkan olmanın o kadar kolay olmadığı ortaya çıktı. Teslim olmamızın zamanı geldi. Bu savaşta başarısız olduğumuz aşikâr. Donbas'a dönmeye karar verdim” diyordu.

TV izleyicisi genellikle hileyi anlamayabilir. Ya da fark ettiğinde çok geç olabilir. Detaylı teknik inceleme en küçük müdahaleleri bile tespit edebilir. İlk bakışta şüphe çeken unsurlar arasında, Zelenski'nin kafasının vücuduna göre çok büyük olması, aydınlatmanın Zelenski’nin gerçek videolarından farklı görünmesi ve ses kalitesinin daha düşük olması yer alıyordu.

ABD cephesinde ise Deepfake teknolojisini düşman ülkelerin halklarına yönelik propaganda ve aldatma amaçlı kullanma kurumsallaşmaya doğru gidiyor. ABD Özel Harekât Komutanlığı’nın (SOCOM) özel şirketlerden hizmet satın almak için hazırladığı bir belge The Intercept adlı haber sitesinde yayımlandı. Bu belge ilk kez bir hükümetin saldırgan amaçlarla Deepfake teknolojilerini açıkça talep etmesi açısından önemli.

Özel kuvvetler komandoları için ‘yeni nesil oyuncaklar’ olarak tanımlanan talep listesinde Deepfake’e ek olarak şu teknoloji ve kavramlar vardı: Bilgisayar korsanlığı, robotlar, hologramlar, lazerler, yönlendirilmiş enerji ve elektromanyetik savaş teknolojileri, iletişim kesintisi, dijital aldatma ve etki operasyonları.

Hafızalarımızda hâlâ taze: Körfez Savaşı’nda Radio Sawa gibi istasyonlar kullanılmış, uçaklardaki vericilerden radyo ve televizyon yayınıyla Irak halkına yönelik propaganda ve aldatma yapılmıştı. Yeni nesil teknolojilerle psikolojik operasyon ve dezenformasyon metotlarının nasıl şekil değiştirdiği anlaşılıyor.

Olası bir işgal girişimi, savaş, sızma harekâtı ya da seçime giden bir ülkede sürece müdahale için ABD’nin içerisinde Deepfake teknolojisinin de yer aldığı tüm ‘alet çantası’nı kullandığını görebiliriz. Topluma yönelik, medya okuryazarlığı, sosyal medya okuryazarlığı gibi yetilere ek olarak Deepfake konusunda da bilinçlendirme çalışması yapılmasının aciliyeti ortada.