Sakın yazı başlığındaki ‘sol’ nitelemesi sizi yanıltmasın…

Zira Türkiye’de literal anlamda sahici bir ‘sol’dan söz etmek neredeyse imkânsız gibi bir şeydir.

Yeni bir tartışma değildir bu.

TİP üyesi ve bir Sosyalist olan İdris Küçükömer ta 60’lı yıllarda Türkiye’deki ‘sol’un aslında ‘sağ’ olduğu tezini işlemişti.

Aynı şekilde, merhum Kemal Tahir de benzer iddialar serdeder.

 *

Konumuz, kimin sol kimin sağ olduğu hususu olmadığı için bu tartışmayı başka bir yazıya havale ederek, asıl değinmek istediğim noktaya gelmek istiyorum.

 *

28 Mayıs’ta ikinci turu tamamlanan Cumhurbaşkanlığı seçimi akabinde Tayyip Erdoğan’ın, karşısındaki ‘devasa’ (?) kitleyi mağlup ederek tekrar cumhurbaşkanı seçilmesinin ülke içerisinde olduğu kadar dış dünyada da ciddi yankıları oldu.

Hatta dış dünyadaki yankılarının içeridekine göre çok daha etkili ve sarsıcı tespitler içerdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

 *

Malumunuz olduğu üzere, dünya liderleri, bugüne kadar hiç olmadık bir şekilde daha seçim gecesi tebrik telefonları ve mesajları yayımladılar.

Bunların bir kısmı, yaşadıkları şokun etkisiyle, acele etti, bir kısmı da duydukları sevinç nedeniyle…

 *

Sevinenlerden birisi Brezilya'da kısa adı PCO olan bir komünist partisi…

Erdoğan’ın seçim zaferinin dumanı henüz üzerindeyken kendi sitelerinden, biri Türkçe olmak üzere iki mesaj yayımladılar.

Türkçe mesaj aynen şöyleydi:

“PCO, emperyalizme karşı mücadelesinde Türk işçilerinin yanındadır.

Brezilyalılar da aynı mücadeleyi veriyor.

Erdoğan'ın zaferi, emperyalizm için bir yenilgiydi.

Bu nedenle, tüm dünya halkları için bir zaferdi.

Dünyanın bütün işçileri, birleşin! Kahrolsun emperyalizm!”

 *

Bu mesajı görür görmez aklıma Türkiye’de sözüm ona kendisini ‘komünist’ addeden ve ‘sosyalist-sol’ gibi kavramlarla tanımlayan partiler ve örgütler geldi.

Yazı başlığını tam o anda atmıştım işte…

 *

Türkiye’yi dışarıdan izleyen herkes biliyor ki, Reis aslında; ‘Erdoğan’ı düşürmek için muhalefeti destekleyeceğiz’ diyen Biden’ı yenmişti.

Daha doğrusu Biden’ın şahsında tüm emperyalist güçleri…

 *

Erdoğan dışarıdan böyle görülürken içerideki, komünistler, sosyalistler solcular nasıl görüyordu peki?

Düşman!

Evet, ne yazık ki, hakikat bu kadar kesin ve nettir.

Bu yüzden gidip emperyalizmin baş aktörünün desteklediği güruhun peşine takıldılar.

Yani bir anlamda emperyalistlerin ve kapitalistlerin uşaklığına soyundular…

 *

Haklarını (!) teslim etmek gerekirse hayli gayret de sarf ettiler.

Türk solunun yavrusu konumunda olan Kürt solunu da yanlarına alıp, emperyalizmin, kapitalizmin ve faşizmin hedefe koyduğu, mazlum halkların umudu olan Erdoğan’a saldırdılar hep birlikte.    

 *

Türkiye’de kendisini ‘komünist, sosyalist, sol’ diye tanımlayanların kahir ekseriyeti aslında ‘hard’ denebilecek denli ‘sağ’dır ve ruhen de faşisttir!

Brezilyalı komünistlerin mesajı da bunun kanıtıdır!