Şehirlerin kimlikleri vardır insanlar gibi. Adına şehrengizler yazılan şehirler. Dizelerde hayat bulan sokaklar ve semtler vardır şehirlerin önüne geçen. Üstadın “Canım İstanbul” şiirinde duyduk Eyüp’ün öksüz Moda’nın kurumlu olduğunu. Ve dahi Nedim ilan etti İstanbul’un tüm Acem mülkünden daha kıymetli olduğunu.

Orta Anadolu’nun seçkin şehirlerindedir Kayseri. Kayseri’nin kimliğini tek kelimeyle ifade etmek oldukça güçtür. Makarrı ulema denir ki, ilmin merkezi konumuna yükseltir bu vasıf Kayseri’yi. Davud El Kayseriler, Seyyid Burhaneddinler, Seyraniler ve dahi asrımızın gönül insanı Hacı Hasan Efendi farklı bir kimliğe büründürür Kayseri vilayetini.

Efendim, Kayseri geçtiğimiz günlerde yeni bir kültürel güzellikle buluştu. Kayseri’nin tam da kalbinde tarihe şahitlik etmiş bir yapı vardır. Türkülere konu olmuş, romanlara ev sahipliği yapmış adeta şehrin tapusu denebilecek bir yapı. Asırları eskitmiş fakat dimdik ayakta duran Kayseri Kalesi sanatseverlerle buluştu. İçerisinde müzeler, konferans salonları, sanatçılar sokağı, tarihi yapılar, ibadethane ve hoşça vakit geçirilebilecek alanlar şehrin kalbine güzellik kattı.

Kayseri hali hazırda Selçuklu eserlerinin sergilendiği açık hava müzesi durumundadır. Belki de Selçuklu devletine başkentlik yapmış olmasından kaynaklı Hunat Camii ve Hunat Hatun Külliyesi, Melik Mehmet Gazi’nin banisi olduğu Camii Kebir ve eğitim kültür mekanları, medreseler, kervansaraylar, kümbetler ve daha niceleri.

Kapalı çarşısı İstanbul Kapalıçarşı’ya nazire edercesine göz kırparken tüm olan bitenleri yükseklerden izleyen bir gözle, Erciyes’le karşılaşırsınız. Tüm bölgenin bekçisidir adeta Erciyes Dağı. Mevla’nın kudretinin tecellisi olarak görülebilecek Kapuzbaşı Şelaleri yaz kış coşkusundan bir şey azaltmaz. Bir yanında Kapadokya diğer yanında Demir Kazık Dağları şehre farklı bir değer katmakta.

Kayseri Kalesi tüm güzelliklere artı bir değer katmış durumda. İyinin ve güzelin sınırı yok elbette. Her yiğidin gönlünde nice güzellikler yatar. Fakat güzeli taltif etmek, emeği değerli bulmak, güzelliklerin tekamülü için yapıcı yaklaşımlarda bulunmak nezaketen gereklidir diye düşünmekteyim.

Kayseri, binlerce yıldır ticaretin merkezi olma özelliği ile bilinmektedir. Bu konuda zaten haklı bir üne sahip. İnsanlara ekmek vermek, ülkenin geleceğine üreterek katkı sağlamak ve yük olmak yerine yük almak çok kıymetli bir meziyettir. Fakat artık insanların kahır ekseriyeti şehirlerde yaşamakta. İnsanların  alışkanlıkları ve öncelikleri değişti. Çoluk çocuğu ile güzel vakit geçirmek de zaruri ihtiyaçlar arasında kabul edilmekte.

Şehirlerin kimliklerine yeni değerler katma yolunda emek ve ömür harcayan herkese şükranlarımı iletmek isterim. Ve elbette şehre, eğitime ve şehrin sosyal hayatına katkı sağlayan yöneticilere….

Vesselam.