Libyalı kadın milletvekili Siham Sergiva’nın Bingazi’deki evine baskın düzenlenerek kaçırılmasının üzerinden tam bir yıl geçti. Darbeci savaş baronu Halife Hafter’in başkent Trablus’u işgal etmek için başlattığı saldırıyı ve emrindeki güçlerin insan hakları ihlallerini eleştiren Sergiva’dan 17 Temmuz 2019’dan bu yana haber alınamıyor.

Hayatından endişe edilen kadın milletvekilinin serbest bırakılması için yapılan tüm çağrılar karşılıksız kaldı.

Bingazi milletvekili Sergiva’nın kimler tarafından ve niçin kaçırıldığı bilinmesine rağmen Hafter cephesinde herkes üç maymunları oynuyor. Geçenlerde Hafter yanlılarından oluşan Tobruk Parlamentosu’nun bir üyesine ait ses kaydı yayınlandı.

Yerel bir televizyon kanalı tarafından yayınlanan ses kaydında Libyalı milletvekili İsa el-Ireybi, Sergiva’yı kaçıranların kim olduklarının Bingazi’deki güvenlik güçleri tarafından

bilindiğini söylüyor.

Kaçırılmadan önce Hafter’in parlamento tarafından hesaba çekilmesi gerektiğini söyleyen Sergiva’nın ailesi, kadın milletvekilinin nereye götürüldüğünü ve nerede tutulduğunu, akıbetinin ne olduğunu bilmiyor.

Kısacası yaşayıp yaşamadığı dahi belli değil. Ses kaydı yayınlanan milletvekili el-Ireybi’ye göre ise Sergiva çoktan öldürüldü.

Trablus’taki Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ve Birleşmiş Milletler (BM) Libya Destek Misyonu (UNSMIL), Sergiva’nın kaçırılması olayının aydınlatılması için uluslararası soruşturma açılması çağrısında bulundu.

Kadın milletvekilinin akıbetinin ortaya çıkarılması için uluslararası toplumun ve yargının acilen harekete geçmesi gerekiyor. Çünkü Libya’nın doğusundaki yetkililer gerek Hafter güçlerinden korkularından ve gerekse ihlallere ortak olmanın yol açtığı suçluluk psikolojiyle konuşmaktan kaçınıyorlar. Örneğin, konunun birinci dereceden muhataplarından Tobruk Parlamentosu Başkanı Akile Salih’ten çıt çıkmıyor.

Milletvekili dokunulmazlığı olan birine bunu yapanların normal insanlara ne yaptıklarını Allah bilir. Hafter güçlerinden temizlenen Terhune’de ortaya çıkan toplu mezarlar ve işkence fırınları bu konuda az da olsa ipucu veriyor.

Libyalı kadın milletvekili bir yıl önce kaçırılmış olmasına rağmen Avrupa’dan henüz ciddi anlamda bir tepki gelmiş değil. İnsan hakları, özgürlükler, kadın hakları ve benzeri konularda hassas olduğunu öne süren Batı’nın çifte standardı bir kez daha yüzünü gösteriyor. Çünkü Sergiva’yı kaçıran Hafter güçleri.

Fail kendilerinden biri olunca baskın, silah zoruyla alıkoyma, tecavüz, işkence ve benzeri her türlü suç bir anda görünmez oluveriyor.

Libyalı kadın milletvekilinin akıbetini aslında Macron’a sormak gerekiyor. Bilmiyorsa da birlikte sarmaş dolaş fotoğraf verdiği Hafter’den öğrenebilir.

Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu’nda vahşice katledilmesi ve sonrasında yaşananlar Sergiva olayında iyimser olmayı engelliyor.

Libyalı kadın milletvekili hayattaysa ve serbest kalırsa bir yıllık süreçte neler yaşandığı ilk ağızdan dinlenebilir.

Ne yazık ki bu ihtimal zayıf görünüyor. Şayet öldürüldüyse muhtemelen gerçek failler korunup bütün suç düşük seviyeden birkaç katilin üzerine atılarak dosyası kapatılmak istenecek.