Birileri şimdi CHP’nin “Adalet” ismiyle makyajlamaya çalıştığı yürüyüş görünümlü provokasyonunu “Adamların milletvekili içeri girdi? Bırak da tepki versinler, hakları” gibi sözlerle masumlaştırmaya çalışacaktır. Hakları olan neymiş? Türkiye tarihinin en büyük uluslararası komplolarından biri olan “MİT TIR’ları” ihanetinin suç ortağı milletvekillerine sahip çıkmak mı? FETÖ’nün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Lahey’de yargılamak üzere kurguladığı ihanet için çalışmak mı, Kılıçdaroğlu ve kurmaylarının görevi? “Adalet” istediklerini söylüyorlar. 15 Temmuz şehitleri için adalet istemediler ama… Darbecilerin yargılandığı mahkemelere adım bile atmadılar, Yasin Börü için ses bile çıkarmadılar; tam aksine ölümünü azmettiren Demirtaş ile ittifak yemini ettiler. CHP’nin amacı; “Adalet” istemek değil, ayaklarının üstünde duran Türkiye’yi yeniden kötürüm bırakmak. Uluslararası kamuoyuna yönelik “Dikta ile yönetiliyoruz” seslenişi, Lahey çıkışı, yürüyüş hepsi büyük bir planın çağrısı… Eğer o yürüyüşlerde bir kişinin bile burnu kanarsa bunun bedelini Kılıçdaroğlu öder, bu çok net. Ben Kılıçdaroğlu’nun küresel efendileri ve FETÖ’den aldığı talimat dışında birazcık da koltuğu korumak için yaptığı yürüyüşlerin karşılık bulacağını düşünmüyorum. Ayrıca, Başbakan Yıldırım ve Bekir Bozdağ’ın uyarılarından sonra “Belli ki telaşlanmışlar” sözleriyle CHP’nin yürüyüşünden korkuyorlar imajı çizmeye çalışan Bülent Tezcan’ı da es geçemeyeceğim. Tanka karşı yürümüş, silaha göğsünü siper etmiş, savaş uçaklarından korkmamış bir millet, dış mihrakların fitilini yaktığı; sizin de taşeron olduğunuz provokasyonlardan korkmaz. Bence kendi halinizden telaşlanın. Zira 15 Temmuz’a “Kontrollü darbe” deyip, kontrollü şekilde FETÖ için yürüyor, planlarına hizmet ediyorsunuz. Allah millete, devlete zeval vermesin…