Libya’da Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ülke genelinde ateşkes ilan ederek Sirte ve el-Cufra’nın silahsızlandırılması ve gelecek yıl Mart ayında Birleşmiş Milletler gözetiminde seçime gidilmesi çağrısında bulundu.

Benzer bir açıklama da eşzamanlı olarak Akile Salih başkanlığındaki Tobruk Parlamentosu’ndan geldi.

UMH Başkanı Fayiz es-Serrac, nihai hedeflerinin “tüm Libya topraklarında egemenliği sağlamak, yabancı ve paralı askerlerin ülkeden çıkarılması” olduğunu söyledi.

Trablus’tan ve Tobruk’tan yapılan açıklamalar birçok devlet tarafından memnuniyetle karşılandı.

Özellikle Hafter’i destekleyen Mısır’ın tavrı ve Abdulfettah es-Sisi’nin “Libya topraklarında derhal ateşkes uygulanması ve askeri operasyonların durdurulması yönündeki açıklamalardan memnuniyet duyduğunu” ifade etmesi dikkat çekiciydi.

Uluslararası baskılar sonucu Fayiz es-Serrac ve Akile Salih tarafından yapılan ateşkes çağrıları resmi bir anlaşma değil.

Dolayısıyla pratikte ne kadar işe yarayacağı şüpheli.

Silahsızlandırılması istenen Sirte ve el-Cufra kentleri Hafter güçlerinin kontrolünde.

Her ikisinde de başta Ruslar olmak üzere çok sayıda paralı asker var.

Wagner’in Libya’dan askerlerini çekmesi için Moskova’nın ikna edilmesi gerekiyor.

Açıklamalarda dile getirildiği şekilde ateşkes sağlanması ve ülke genelinde seçim yapılması Hafter’in tamamen devreden çıkması demek.

Trablus’tan yapılan açıklamalarda da emekli generalin ülkenin geleceğinde yeri olmadığı ve hiçbir şekilde muhatap alınmayacağı vurgulanıyor.

Hafter’e yakın bir televizyon kanalı Fayiz es-Serrac ve Akile Salih’in ateşkes çağrılarının reddedildiğini öne sürdü fakat bu iddia Hafter’in sözcüsü Ahmed el-Mismari tarafından yalanlandı.

Yakın geçmişte Libya’ya askeri müdahale tehditleri savuran Abdülfettah es-Sisi’nin açıklamaları memnuniyetle karşılamasına ve Tobruk Parlamentosu’nun çağrısına bakılarak Kahire’nin Hafter’i gözden çıkardığı ya da Akile Salih’in emekli generalle ittifakına son verdiği söylenebilir mi?

Şu an için bu sorulara olumlu cevap vermek zor.

Trablus’un Birleşmiş Milletler’deki temsilcisi Tahir es-Sunni de “Trablus’a savaş açanlar ve onları destekleyenler ateşkese bağlı kalacaklar mı?” diyerek kuşkusunu dile getirdi.

Libyalı büyükelçi ayrıca yeni tehditleri ve manevraları kabul etmeyeceklerini ifade etti.

Arap Baharı karşıtı ülkelerin Libya’nın sivil ve demokratik bir rejimle yönetilmesini engellemek için besledikleri Hafter mevcut tabloya göre oldukça zor durumda.

Ateşkes çağrılarını kabul etse de etmese de kaybediyor.

Bugüne kadar kendisini destekleyen Arap rejimleri olmadan tek başına yapabileceği pek bir şey yok.

Üstelik savaş suçlusu olarak yargılanma ihtimali söz konusu.

Oğullarıyla birlikte Libya’dan ciddi miktarda altın ve para kaçıran Hafter, geçenlerde herhangi bir askeri eğitim almamış oğlu Saddam’a albay rütbesi verdi.

Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Mısır ve Fransa arka arkaya yaşadığı hezimetlerin ardından Hafter’i geri çekip bir başka ismi öne sürmek isteyebilir.

Buna karşılık emekli general sahneden inmemek, kendisini ve ailesini garantiye almak için elinden geleni mutlaka yapacaktır.