Cenevre’de gayriresmi 5+BM Kıbrıs görüşmeleri başladı. Rum lider Nikos Anastasiadis, “Federasyon”, Türk lider Ersin Tatar, “İki devletli egemen eşitlik” diyor. Garantör ülke İngiltere ise tarafların arasını, “gevşek federasyon” önerisiyle bulmaya çalışıyor.

Nedir bu gevşek federasyon? Türk Federe Devleti ile Rum Federe Devleti’ne geniş hak ve yetkiler tanıyan, buna karşın merkezi hükümete daha az sorumluluklar yükleyen bir model.

Tarafların “federasyon”, “egemen eşitlik” veya “gevşek federasyon” tezini kabul etmesi sadece başlangıç açısından önemli. Taraflar, Cenevre’deki görüşmelerde zemin etüdü yapmakla meşgul. Hangi öneri kabul edilirse edilsin, çözüm için mesafe alınacak yol epey uzun. Mülkiyet, toprak ve nüfus başlı başına sorun.

Çözüm öyle kolay değil! 58 yıllık bir sorundan bahsediyoruz. Bu zaman zarfında sorunlar katman katman çoğaldı. Terk edilen mülkler, alınanlar, satılanlar, tazmin edilenler, miras kalanlar! Doğanlar, ölenler, göç edenler, evlenenler, boşananlar, vatandaşlık alanlar, katılaşmış birçok ihtilaf!

Toplu mezarlar, kayıp şahıslar, taşlaşmış gönüller, ürkütücü hikâyeler, kirlenen zihinler, gizlenen kinler, tedirgin gözler, çatışan kimlikler, yükselen benlikler, önyargılar, simgeler, semboller, kahramanlıklar ve daha nicesi!

Diğer taraftan geleceğe tutunmaya çalışan gençler, kimisi federasyon istiyor kimisi ayrı devlet! Ama her ikisi de dört gözle çözüm bekliyor.

Tüm bu dağ gibi birikmiş sorunların üstesinden gelmek; adil ve onurlu bir çözüme ulaşmak oldukça güç bir durum. Bu yüzden Kıbrıs’ta önemli olan sıradan bir çözüm değil, sürdürülebilir kalıcı bir barış.

Talepler, beklentiler, tehditler, provokasyonlar, riskler, askerler, garantiler, üsler, göçmenler!

Tüm bu karamsarlıklara yeni bir nefes getirir mi Cenevre? Getirmez! Ama görüşmeler de kesilmez! Yorulmuş deve kervanı gibi ne çöker ne de gider. O halde ne yapmalı? Sonuç ne olursa olsun Türkiye ile Kıbrıs Türklerinin arası açılmamalı. Güven zedelenmemeli. Birlik ve dirlik bozulmamalı!

Düşüncesi, siyasi fikriyatı ne olursa olsun kimse örselenmemeli. Asıl felaket bu olur. Rum tarafının en büyük arzusu bu! Bölmek, parçalamak ve sonra da yutmak! Buna, asla müsaade edilmemeli. Türkiye olmadan Kıbrıs Türkleri, Kıbrıs Türkleri olmadan Türkiye olmaz.

Şöyle düşünmeli ve hareket etmeli. Cenevre’nin rotası ne yönlü olursa olsun, siyasi, hukuki ve ekonomik açıdan kısaca her yönüyle yıllarca onuru ayaklar altına alınan, refahı çalınan Kıbrıs Türkleri kazanmalı. Bunun pazarlığı olmaz, çekincesi olmaz, ihmali olmaz!