Aldığı gayr-i meşru kararlarla parlamentonun kapısına kilit vuran Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’i bugünlerde çöpe atılma korkusu sarmış.

Darbeye destek verenler yetersiz kaptanın acizliği sebebiyle batmakta olduğunu gördükleri gemiyi birer ikişer terk ediyorlar.

Dün Kays Said’in yanında yer alanlar bugün karşısında.

Bunu gören Tunus Cumhurbaşkanı geçenlerde isim vermeden “Derin devlet beni devirmek istiyor ve yerime başkasını hazırlıyor” mealinde bir açıklamada bulundu.

Kararlarını eleştiren herkesi “hain” ilan eden Kays Said, birden ağız değiştirerek “ülkede herkese yer olduğundan” ve “görüş ayrılıklarına rağmen birlikte yaşamaktan” bahsetmeye başladı.

Böyle bir yorumu aslında bazı gözlemciler istisnai kararların açıklandığı günden bu yana yapıyor.

Derin devletin demokrasiye darbe yapmak için zaaflarını keşfettiği Tunus Cumhurbaşkanı’nı kullanacağı ve işi bitince de ondan kurtularak kendi adamını ülkenin başına geçireceği iddiası ilk kez dile getirilmiyor.

Kays Said’in gayr-i meşru kararlarını sona erdirmesi ve seçilmiş parlamento dâhil demokratik kurumların bir an önce çalışmaya başlaması için ülke içinden ve dışından gelen baskılar her geçen gün yoğunlaşıyor.

Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, İngiltere, ABD büyükelçilikleriyle Avrupa Birliği (AB) temsilciliği Cuma günü ortak bir bildiri yayınlayarak Tunus Cumhurbaşkanı’nı parlamentoyu bir an önce açmaya ve demokrasiye saygı duymaya davet etti.

Kays Said sadece siyasi partilerle değil yargıyla da kavgalı.

Yargının “bağımsız bir kuvvet” olmadığını ve halk iradesine bağlı bir “görev” olduğunu öne süren Tunus Cumhurbaşkanı’na yargıdan cevap gecikmedi.

Yüksek Yargı Konseyi, yayınladığı bildiride “kuvvetler ayrılığı” ilkesine işaret ederek, yargının meşruiyetini anayasadan ve ilgili yasalardan aldığını söyledi ve hâkimleri yargının kazanımlarına sahip çıkmaya çağırdı.

Kays Said, başbakan atadığı eşinin yakın arkadaşı gibi hâkimlerin de kendisine mutlak surette itaat etmelerini istiyor.

Darbeye örtülü destek veren Tunus Genel İşçi Sendikaları (TGİS) Genel Sekreteri Nureddin Et-Tebubi, ülkedeki siyasi krizden çıkmak için bir proje hazırladıklarını ve söz konusu projeyi yakında kamuoyuna açıklayacaklarını söyledi.

Tunus Parlamentosu’ndaki üçüncü parti konumunda bulunan Demokratik Akım Partisi Genel Sekreteri Gazi Eş-Şevaşi ise Kays Said’in eline geçen fırsatı iyi kullanamadığını ve artık ülkeyi krizden kurtaramayacağını, Tunus Cumhurbaşkanı’na karşı bir cephenin oluşmaya başladığını ve Muhammed Buazizi’nin kendini ateşe vererek devrimin ve Arap Baharı’nın kıvılcımını yaktığı 17 Aralık’ta kendisine karşı güçlü bir şekilde harekete geçileceğini açıkladı.

Kays Said’e darbe yaptıranlar kendisiyle çok daha fazla devam edemeyeceklerini fark etmiş olmalılar.

Terk edileceğini gören Kays Said’in bu saatten sonra yapabileceği en iyi şey istisnai kararlara son verip parlamentoyu yeniden açmak ve anayasaya bağlı hareket etmek olacaktır.

Tunus Cumhurbaşkanı, diktatörlük hevesinin hiçbir şekilde gerçekleşmeyeceğini kabullenerek görev süresini tamamlayıp kenara çekilmeye razı olmalı.

Çünkü bir sonraki seçimde yeniden aday olsa bile maskesi düştüğü için Tunus halkı kendisini asla seçmez.