Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin düzenlediği etkinliğin ardından bir iş kadınının kendisinden Suudi Arabistan'a ihracat sorununu çözmesini istemesi üzerine Şubat ayında Suudi Arabistan’a bir ziyaret gerçekleştireceğini söyledi.

Geçen yıl Türkiye’nin Birleşik Arap Emirlikleri’yle (BAE) ilişkilerinin beklenmedik bir şekilde düzelmesi çok daha önceden başlayan ve beklenenden yavaş ilerleyen Mısır ve Suudi Arabistan’la normalleşme sürecinin de hızlanabileceğini gösteriyordu.

Buna rağmen Erdoğan’ın Suudi Arabistan’ı ziyaret edeceğini açıklaması bölgedeki gelişmeleri yakından takip eden birçok kişi için dahi sürpriz oldu.

Çünkü karşı tarafın Türkiye’ye yönelik tavrında değişiklik olduğuna dair herhangi bir belirti yoktu.

Londra merkezli Middle East Eye sitesine konuşan üst düzey yetkilinin açıklamalarından anlaşıldığına göre, ziyaret Riyad’ın talebi üzerine gerçekleşecek.

Abu Dhabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed’in Kasım ayında Ankara’ya yaptığı ziyaretten sonra Suudi Arabistan’ın Türkiye’yle ilişkilerini düzeltme konusunda daha ciddi olduğunu söyleyen yetkilinin “Eskiden biz görüşmek istiyorduk fakat ciddiye almıyorlardı. Bu sefer onlar bize görüşme teklifinde bulundu. Suudiler, bölgesel barış sürecinden dışlandıklarını hissediyorlar. Bunun bir parçası olmak istiyorlar” dediği naklediliyor.

Erdoğan’ın gelecek ay Suudi Arabistan’ı ziyareti -şayet gerçekleşirse- iki ülke arasında oluşan buzları eritmeye yönelik olumlu ve önemli bir adım teşkil edecek.

Ne kadar başarılı olacağını ise o gün ve sonrasında göreceğiz.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu geçen yıl Riyad’ı ziyaret etti.

Ayrıca Ankara, Cemal Kaşıkçı cinayetinde Suudi Arabistan yargısının verdiği kararlara saygı duyduğunu açıklayarak o dosyayı kapattığını bildirdi ve ilişkilerin yeniden normalleşmesi için bir pencere açtı.

Türkiye’nin samimi ve iyi niyetli yaklaşımı bugüne kadar hak ettiği ilgiyi görmedi.

MEE’ye konuşan ve adının açıklanmasını istemeyen üst düzey yetkili de bunu açıkça ifade ediyor.

Ne oldu da Suudi Arabistan görüş değiştirdi?

Birincisi, tüm dünyada olduğu gibi bölgede de dengeler değişiyor.

Örneğin, Körfez bölgesine bakacak olursak, Türkiye’nin Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi altı ülkeden üçüyle ilişkileri zaten iyiydi.

Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn’le ilişkilerde uzun süredir yaşanan gerginliğin ortadan kalkmasıyla birlikte Türkiye’yle ilişkileri kötü olan sadece Suudi Arabistan kaldı.

Riyad ve Tahran, ilişkilerini normalleştirmek için bir süredir Bağdat’ın arabuluculuğuyla görüşmeler yürütüyordu.

Ara sıra “Görüşmeler olumlu şekilde devam ediyor” türünden açıklamalar yapılsa da Kral Selman bin Abdülaziz’in birkaç gün önce Şura Meclisi’nin çalışmalarına başlaması münasebetiyle yaptığı konuşmada “Bölgede güven ve istikrarı sarsan İran rejiminin politikalarını büyük bir endişeyle takip ediyoruz” demesi beklenen sonucun alınamadığına işaret ediyor.

Türk mallarına ve şirketlerine uygulanan örtülü boykot ise pandemi koşullarında sürdürülebilir bir şey değil.

Çünkü boykottan Suudi Arabistan halkı da zarar görüyor.

Türkiye’yle ilişkilerini düzeltmesinin Suudi Arabistan’a çok şey kazandıracağı kesin.