Barış dönemlerinde sosyal medyada paylaşım yapmak eğlenceli olabilir. Savaş zamanlarında ise sonu ölümle bitecek bir macera.

Cephede aktif olarak savaşan, nöbet bekleyen ya da tanklarla sahada ilerleyen birliklerin, bir yandan da sosyal medyada özçekim ya da videolar paylaştığını düşünün.

Doğal olarak tüm bu paylaşımlar, dostlarınız kadar düşmanlarınız tarafından da titizlikle takip edilir. İşin en can alıcı yanıysa, bu paylaşımlardaki bilgiler düşmanınız için hayâtî önemde istihbaratlardır.

Benzer tablonun en yakın örneği Rusya-Ukrayna Savaşı’nda yaşandı, yaşanmaya devam ediyor. Fark ettiyseniz Ukrayna cephesinden ölçüsüzce sivil ve askeri paylaşım dolaşıyor ortalıkta.

Ukrayna cephesinin, savaşın üzerinden bir ay geçmesine rağmen, enerji ve iletişim hatlarının kısmen çalışıyor olması nedeniyle hâlâ çevrimiçi olduğunu görüyoruz.

Savaşta uğradıkları zulmü, tüm dünyaya duyurmak için sosyal medyayı kullanmaları, pratik ve etkili bir yöntem olmakla birlikte, bunun zafiyet oluşturduğunun da farkına varmak gerekiyor.

Çünkü sosyal medya paylaşımlarına bakarak yer belirlemek ve hemen oraya saldırı düzenlemek mümkün. Fotoğraf ya da video, bir askeri üsten paylaşılmışsa, birliğinizin tamamını kaybedebilirsiniz bir hava saldırısıyla.

Düşman taraf, askerlerinizin sosyal medya paylaşımlarını takip ederek, gizli tuttuğunuz üslerinizi, askerlerinizin kimlik bilgilerini, kullandığınız silâh ve teçhizatı, birlikleriniz hareket halindeyse hareket yönünüzü, muhtemel hedefinizi kolaylıkla öğrenebilir.

Sadece fotoğraflardan bile, coğrafi bölgeler analiz edilerek yer tespiti kolaylıkla yapılır. Yeryüzü şekilleri, dağlar, akarsular, yollar, ağaçlar, tarlalar, güneşin durumu, gölgelerin yönü; hepsi kritik verilerdir düşman için.

Paylaşımlar video olarak yapıldığındaysa bölgedeki sesler bile analiz edilerek, konum bulmak için kullanılır. Seslerinden araçların tipi öğrenilebilir, uzaktan gelen seslerden çevrede havaalanı, fabrika ya da akarsu bulunup bulunmadığı öğrenilebilir.

Tüm bunların dışında ve en önemlisi, askeri birliklerinizin telefonlarının bağlandığı bölgedeki baz istasyonları tespit edilip, buradan geçen tüm iletişim ele geçirilip analiz edilebilir. O zaman risk daha da büyüktür.

Askeri birliklerin sadece fotoğraf ve video değil, zaman zaman izin kâğıdı gibi kritik bilgiler içeren belgeleri de paylaştığını görüyoruz; “Bekle beni memleketim, 10 gün izne geliyorum” gibi notlarla.

Oysa bir izin belgesinde, askerin kimlik bilgisinin yanında, birliğin adı, yeri, kullandığı silâhlar (örneğin; tank, top birliği olup olmadığı, bu silâhların kalibresi) yer alır.

Sınır ötesi görevde bulunan bir askerin paylaştığı bilgiler, sadece düşmana istihbarat sağlamakla kalmaz, aynı zamanda gizli tuttuğunuz görevin ifşa edilmesi ve başarısız olmasına yol açabilir.

O nedenle, başlıkta söylediğimi bir kez daha tekrarlıyor ve “Sosyal medya öldürür” diyorum; gerektiği zamanda, gerektiği gibi değil, sorumsuz ve yetkisiz olarak kullanılırsa.