Yüz yüze karşılaştığımızda, normal insan görüntüsü verenlerin, sosyal medya hesaplarının arkasına gizlendiklerinde farklı bir kişiliğe büründüğünü görüyoruz. Sadece farklı kullanıcı adı ve farklı profil fotoğrafından bahsetmiyorum elbette. Bambaşka bir kişilik, bambaşka bir söylem, bambaşka ahlâkî seviyesizlik, sevgisizlik, empatisizlik söz konusu olan… Bu kavramlara çok sayıda ekleme yapmak mümkün.

Sosyal medya, çoğu insanın gerçekte olduğu gibi davranmasına değil, trolleşme temayülü göstermesine neden olan bir araca dönüştü. Aslında olağandışı olması gereken bu eğilim, birçokları tarafından normal gibi karşılanıyor. Sosyal medyaya girince, başka bir maskenin ardından söz söylemek normalleştiriliyor ve hiçbir ahlâkî ilkeye bağlı kalma zorunluluğu yokmuş gibi algılanıyor.

Trolleşme temayülü gösterenlerin semirip büyümesinde, onlara normalmiş gibi davrananların büyük sorumluluğu var. Adı sanı belli olmayan, gerçek kişi olduğundan emin olunmayan bir hesapla muhatap olmak, o hesapları takip etmek, üstüne üstlük hoşumuza gitti diye o hesaplardaki paylaşımları takipçilerimize de gösterecek şekilde etkileşime girmek, bu sorunun kronikleşmesini besliyor.

Bu noktada çözüm, olduğu gibi görünmeyen, karşımıza gerçek kimliğiyle çıkmaya cesareti olmayan hesapları takip etmemek, hiçbir şekilde etkileşime girmemek ve böylece onları etkileşim açısından beslememekten geçiyor. Trolleşme temayülünün karşılığı olmadığı ve sosyal medyada sadece gerçek kimlikleriyle yer aldıklarında ciddiye alınacaklarını anlamalarının yolu bu.

Trolleşme temayülü, bireylerde kişilik bozukluğuna yol açıyor. Kendisi gibi davranmak zorunda olmamanın rahatlığı içinde, karşılarına çıkan herkese, normalde yüz yüze söylemeye hayâ edecekleri sözleri, -nasıl olsa burası sosyal medya- rahatlığı içinde ifade edebiliyorlar.

Sonuçta, çift kişilikli bir hayat ortaya çıkıyor. Yüz yüze gelindiğinde normal insan görüntüsü verirken, sosyal medyada ise insanlık ailesi içinde kalma gereği duymayan yaratıklar gibi hareket ediyorlar. Olduğu gibi görünmenin gereğinden bahsetmenin bile trolleşme temayülü gösterenler için ‘çağdışı’ kalabileceği bir dönemdeyiz. Olduğu gibi görünme ihtiyacı olmadığı gibi, bir insan olma hâline de ihtiyacı yok bu yaratıkların.

Bu yaratık ailesinin mensuplarını, görüşlerimizle örtüşen ve bizi heyecanlandıran, hemen paylaşma gereği duyacağımız içerikler paylaşsalar da değer vermemek ve yok saymak gerekiyor. Zaten arkasında kim ya da kimlerin olduğunu bilemediğimiz, hangi mesajı, hangi amaçla paylaştığını öngöremeyeceğimiz içeriklerin bizim için değeri olmamalı. Sadece ve sadece, gerçek kişi ya da kurum olduklarından emin olduğumuz sahici hesaplar muhatabımız olmalı.

Kişiliksizliği normalmiş gibi görenlere, trolleşmenin değil, insanileşmenin temayül olduğunu anlayacakları ve bu yönde davranacakları şekilde muamele edilmeli. Normal insanî değerlerden biri olmayan trolleşmenin, olağandışı ve sapkın eğilimlerden farksız olduğu her fırsatta hatırlatılmalı.