Mısır halkı dünden itibaren milletvekili seçimi için sandık başına gitmeye başladı ve oy kullanma işlemi bugün de devam edecek.

Mısır’da seçimler, önce ülkenin yarısında ve daha sonra diğer yarısında olmak üzere iki aşamalı olarak yapılıyor.

Yani 27 vilayetin 14’ünde 18-19 Ekim’de, geri kalan 13 vilayette ise yaklaşık bir ay sonra 22-23 Kasım’da seçim yapılacak.

“Mısır halkı sandık başına gidecek” ifadesi sözün gelişi; değilse katılım oranının yüzde 25 ila 30 arasında kalması bekleniyor.

Katılım oranı bu rakamların çok daha altına düşerse sürpriz olmaz.

Nitekim, dün öğleye kadar katılım oranının sadece yüzde 1.19 olduğu açıklandı.

Yani Mısır halkının büyük çoğunluğu oy vermeye gitmedi ve gitmeyecek.

Çünkü oy vermesinin bir anlamı yok.

Abdülfettah El Sisi’nin tankla ve tüfekle gasp ettiği yönetimi sandıkla yeniden halk iradesine vermesini beklemek saflık olur.

Mısır seçimlerinde sadece diktatöre kuklalar seçilecek.

Bir de devrik Mübarek rejiminin adamları yeniden parlamentoya dönecek.

Mısır’da seçime giren listelerin başında, Mısır İstihbaratı’nın adamı eski istihbaratçı General Samih Seyfu’l Yezel’in liderliğindeki “Mısır Aşkına” listesi geliyor.

Güvenlik birimlerinden, askerlerden ve Mübarek’in kapatılan partisi El Hizbu’l Vatani üyelerinden çok sayıda ismin yer aldığı listenin adını siz “Sisi Aşkına” olarak da okuyabilirsiniz.

Yeni parlamento 568 milletvekilinden oluşacak.

Bu milletvekillerinden sadece 120’si parti listelerinden seçilecek.

28 milletvekilini doğrudan Cumhurbaşkanı Abdülfettah El Sisi atayacak.

420’si ise yine seçimle fakat bağımsızlar arasından seçilecek.

55 milyon 606 bin 578 kayıtlı seçmenin olduğu ülkede 5 bin 420 milletvekili adayı parlamentoya girmek için yarışacak.

Müslüman Kardeşler’in siyasi kanadı Hürriyet ve Adalet Partisi, Ebu Alâ El Madi ve arkadaşlarının Vasat Partisi ve Abdülmunim Ebu’l Futuh liderliğindeki Güçlü Mısır Partisi seçimleri boykot ediyor.

Nur Partisi dışındaki diğer Selefi partiler de seçimlere katılmıyor.

Eymen Nur, Muhammed El Baradai ve hatta Amr Musa da seçimleri boykot edenlerden.

Bu aritmetikle siyasi kimliğinden çok kişisel çıkarlarını ön planda tutan bağımsız adayların ağırlıkta olduğu renksiz ve güçsüz bir parlamento tablosunun çıkacağını tahmin etmek güç olmasa gerek.

Mısır’ın darbeci cumhurbaşkanı Abdülfettah El Sisi’nin özellikle kadınlardan yoğun bir şekilde katılmalarını istediği seçimler öncesinde fetva savaşı da yaşandı.

Darbe yanlıları seçimlere katılmanın ve oy kullanmanın şer’i bir görev olduğunu iddia ederken, seçimleri boykota çağıran ve seçimlere katılmanın haram olduğunu öne süren fetvalar da verildi.

Müslüman Kardeşler’i sürekli “dini siyasete alet etmek” ile suçlayan darbeciler, resmi fetva makamlarından “oy vermeyen günah işlemiş olur” fetvası almaktan, El Ezher Şeyhi’ne ve Kıptilerin dini lideri Papa Tawadros’a başvurmaktan, yani dini siyasete alet etmekten çekinmediler.

Mısır’da tüm dünyanın gözü önünde adına seçim denilen bir tiyatro oynanıyor.

Seçimlere katılımın düşüklüğüne ve halkın boykotuna da mutlaka bir kılıf uyduracaklar.

Gerekirse katılım oranlarını yüksek açıklayacaklar.

Çünkü bu daha önce yapmadıkları birşey değil.

Mısır halkı da iradesini sandığa yansıtabilmek için mecburen Abdülfettah El Sisi’nin devrilmesini bekleyecek.