Çocuk; Allah’ın bir nimeti ve bir emanetidir. Aile için en güzel hediyedir. Aile onun kıymetini bilmeli ve onu iyi değerlendirmelidir. Şüphesiz ki onun için emek harcamak kazanç getirecektir. Onu umursamamak ise kişi ve aileye büyük bir kayıptır. Toplumlar, yetişen nesillerine önem verdikçe kazanmış olacaklardır.

Şüphesiz ki, Müslüman bir aile, bunun önemini kavramak suretiyle çocuklarına özen göstermeli ve onları Allah rızası doğrultusunda yetiştirmelidir. Bu durum hem dünyası hem de ahireti için değer ifade eder.

İslâm toplumu öncesinde Araplar arasında ve dünyada kadın; daima ezilmiş, horlanmış ve adeta bir alet olarak görülmüştü. Daha da ötesi mal gibi alınıp-satılmış ve diri diri toprağa bile gömülmüştür. Yüce Allah’ın (cc), insan olarak yarattığı kıymetli bir varlık, nasıl olur da bir diğeri tarafından dipdiri bir şekilde kumlara gömülebilir? İnsan buna hayret ediyor. Hem de babası tarafından. Nasıl bir ciğer bu ki, yavrusuna bir takım bahanelerle kıyabiliyordu?

Hâlbuki kız çocuğu; daha sevimli, yardım ve hizmet etmeye yatkın, çalışkan ve hayâ sahibi olarak yaratılmıştır. Zira o bir eş, bir ev sahibesi, bir çocuk terbiyecisi, bir şefkat ve merhamet dolu anne, bir sabır kahramanı olarak yaratılmıştır. Yavrusu yerine her zaman canını ortaya koyabilen bir “can”dır o. “Ana”dır. Onsuz hayat olmaz ki! Yavru hep onu arar. Kimse teskin edemez onu! O da yavrusunu bağrına basar. Emzirir… O ağlayınca o da ağlar. Kendi aç kalır ama yine de onu doyurur. İşte o da bununla cenneti kazanır. Ne güzel bir manadır bu. Ama ancak iman hakikatiyle anlaşılır…

O canların nasıl dipdiri bir şekilde feryatlar içerisinde toprağa gömüldüğünü soracaktır Rabbimiz.

“Diri diri gömülen kız çocuğunun, hangi günahtan ötürü öldürüldüğü sorulduğu zaman…” (81 Tekvir 8-9)

Ne yazık ki şimdi de çocuklarımız, kızlarımız, yavrularımız hayâsızlık mezarına gömülmektedirler. Bunun da hesabını soracak Allah! Yaşarken adeta ölüme terkedilmektedirler. Zira bu hayatın sonu, acısı bitmeyen bir ateştir. Hani Allah’ımız; “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun,” (66 Tahrim 6) buyuruyor ya! Acaba anne ve babalar bunu ne zaman anlayacaklar? Hayâsız ve ibadetsiz, sadece dünya için yetiştirilen çocukların hesabını nasıl verecekler?

İşte bu gerçekler ışığında, o kız çocuklarını dipdiri bir şekilde toprağa gömebilecek kadar vahşileşen, duygusuzlaşan ve merhametsiz olan topluma Allah Resulü (sav) Efendimiz hep kız çocuğundan bahis buyurmuşlardır. Enes (ra)’den gelen bir rivayette, Peygamber (sav) Efendimiz’in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir:

“Kim iki kıza, baliğ oluncaya kadar yardım edip yetiştirirse, kıyamet günü o kimse, ben ve o şöylece (yakın olduğumuz halde) gelir,” buyurdu ve parmaklarını bir araya topladı. (Müslim, birr 149)

Hz. Aişe (r.anha) annemiz de şöyle anlatır:

“İki kızını yüklenmiş yoksul bir kadın, bana gelmiş (dilenmekte) idi. Kendisine üç hurma verdim. Kadın iki kızından her birine birer hurma verdi, bir hurmayı da yemek için ağzına doğru kaldırmıştı ki, kızları onu da yemek istediler. Kadın yemek istediği bu hurmayı böldü ve ikisi arasında (taksim etti). Onun hali bana hayret verdi de Rasûlullah (s.a.v.)’e onun bu davranışından bahsettim. Rasûl-i Ekrem:

“- Allah, bu davranışı sebebiyle ona cenneti vacip kıldı veya buna karşılık onu ateşten âzâd etti,” buyurdu.” (Müslim, birr 148)

Başka bir hadis-i şerifte ise, bu husus daha bariz bir halde ortaya çıkar:

“Kimin kız çocuğu olur da, bunları öldürmez, alçaltmaz, erkek çocuklarını onlara tercih etmezse, Allah onu cennete koyar.” (Ebû Dâvûd, edeb 120-121)

Bugün Kız Çocuğuna Bakış

Toplumlar nice zamanlarda bahsini ettiğimiz fıtratı bozmaya ve ondan haince istifade etmeye çalışmışlar ve hala da buna devam etmektedirler. Şimdi de ne yazık ki o, bir “ticaret ve şehvet aracı” olarak her yerde görülmeye başlanmıştır. O, “anne”lik sıfatından çıkarılmaya ve toplumda güya eşit haklara sahip bir insan olarak gösterilmeye çalışılmaktadır. Ama aslında zulmedilen bir konuma taşınmıştır. Türkiyemiz’de bile maalesef artık kadın hep karmaşık iş ve işyerlerinde çalışan, anneliğini son planlara atan, güya ailesine katkıda bulunan bir araç haline gelmektedir ki, aslında bu büyük bir felâkettir. Bugün idaremizden sorumlu olan insanlar bu gerçeği iyi görmelidirler. Çocuk dünyaya gelsin diye nice kolaylıklar getirilse de, yakınlarına bakım maaşları bağlansa da bütün bunlar gerçek bir çözüm değildir. Belli bir yaştan sonra ancak “anne” olmayı kabullenen ve iş hayatını önemseyen nesillerimiz oldukça, yaramız büyümeye devam edecektir. Okumak bahanesiyle hayâyı yitiren ve erkek-kız ayırımını hiç bilmeyen nesillerden, nasıl bir aile yapısı ortaya çıkacağı düşünülmelidir. Erkeklerin iş ihtiyacının da, kadınların her iş sahasına atılmasıyla nasıl daraldığı unutmamalıdır.

Kadının çocuk dünyaya getirme gibi eşsiz bir görevi vardır ki aslında o, öncelikli olarak buna uygun yetiştirilmelidir. Zira toplumların devamı buna bağlıdır. Fıtratı da buna uygundur. Erkek çocuğu küçüklüğünde araba, silah ve benzeri şeyleri oynarken, kız çocuğu bebeklerle oynar.

Bugün Avrupa, genç neslin yokluğunu çekmekte ve geleceklerinin nasıl olacağını kara kara düşünmektedir. Zira aynı şeyler onlarda da olmuş ve bugün işte bu duruma gelmişlerdir. Kızlarımız, “anne olma” gibi kendisini cennete götürebilecek mukaddes bir vazifeyi göğüsleyebilecek bir kıvamda olmalıdır ki, aynı zamanda ebedî hayatı da kurtulmuş olsun. Ama şimdi, ne yazık ki çocuk doğurmak, önemli bir yük olarak görülmekte ve gelecekte olabilecek felaketler ise -bilindiği halde- gözden kaçırılmaktadır.

Kız çocuğu nazik bir yaratılışa ama bununla birlikte çekiciliğe sahiptir. Allah (cc) böyle yaratmıştır ki bunun onlarca hikmeti vardır tabii. Bu durumu istismar etmeden ona davranış sergilemek, haklarını gözeterek yetiştirmek ve eşine vermek her ailenin dolayısıyla toplumun önemli bir görevidir.

Müslüman Kızın özellikleri

1-Temiz ve ahlâklı olmalı

2-İbadetini yapmalı

3-Haramlardan kaçmalı

4-Hizmet etmekten kaçınmamalı

5-Tesettürüne dikkat etmeli. Bunun bir tarz değil, usulünce bir farz olduğunu bilerek örtünmeli

6-Karşı cinse dikkatli olmalı (Konuşma, alış-veriş…)

7-Gözlerini haramdan sakınmalı

8-Allah’ın emrine uygun yuva kurmalı

9-Hayırlı nesiller yetiştirmeli

10-Haram lokmadan sakınmalı, eş ve çocuklarını sakındırmalı

11-Mükâfatın Cennet olduğunu bilerek ve hadiste geçen emirlere de uyarak kocasına itaat etmeli

12-Anne ve babalarına karşı saygılı ve hizmetli olmalı

13-Komşularıyla güzel geçinmeli

14-Ailenin geçimini erkek karşılayabiliyorsa -ki bu onun görevi- çalışmak için çaba göstermemeli

15-İlmin ancak amelle fayda vereceğini bilmeli

16-Cennet ve Cemal-i İlâhi hedefini gözetmeli