AK Parti’nin oylarına ne oldu böyle? Haydi, biraz rakamlara bakalım. 2014 Yerel Seçimleri’ne göre; AK Parti Karadeniz, İç Anadolu ve Akdeniz’de oy oranını az da olsa arttırmış. Ege ve Marmara’da ise sınırlı düzeyde oy kaybına uğramış. Sırasıyla 2 ve 3 puan. AK Parti nereden oy kaybetmiş o zaman bu kadar? Cevabı biliyorsunuz: Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da AK Parti’nin kaybı sırasıyla 8 ve 11 puan!

Bu resmin renk yelpazesi kabaca şöyle: Kürt nüfusu arttıkça AK Parti’nin y miktarı azalıyor. AK Parti, Kürt nüfusunun göreceli olarak az olduğu 3 bölgede oy oranını koruyup üstüne arttırırken, belli düzeyde Kürt nüfusuna sahip olan Ege’de 2, Marmara’da 3 puan kaybetmiş. Yoğun Kürt nüfuslu bölgelerde ise tepetaklak olmuş. Resim iyice netleşti, değil mi? Ve aynı zamanda garipleşti…

Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı 16 ilde AK Parti 2014 Yerel Seçimleri’nde ise yüzde 40 oy aldı Peki, 7 Haziran’da? Sadece yüzde 26. HDP ne yaptı peki? Genel ve yerel seçimlerdeki yüzde 43 oydan 7 Haziran’da tam yüzde 67’ye sıçradı. Ne kadar değişik bir tablo değil mi? 2014’teki Yerel Seçimler’den bu yana ne oldu da AK Parti’nin oyları bu derece çakılırken HDP fantastik bir oy oranına ulaştı?

Über analizcilerimize şunu da soralım: AK Parti’nin seçimi kaybetmesine neden olan yanlışları yalnızca neden Kürtler gördü acaba? Türklerin neyi eksikti? Bir de şunu ekleyelim: Eğer Türklerin göremediği o şeyi Kürtler de göremeseydi AK Parti’nin oyu yüzde 41 değil, yüzde 45.2 oluyordu. (2014 Yerel Seçimleri’nin çok yakını. Olması gerektiği gibi yani, malum daha bir sene oldu.) Ve AK Parti bütüüün o yanlışları ve eksikleriyle yine tek başına iktidar oluyordu. O zaman neydi Türklerin göremediği; ama Kürtlerin gördüğü şey? Beni bir fikrim var: Kan.

Tarih 1 Mayıs. Van’da şehir merkezindeki bilbordlarda, gayet uyarıcı yazıların eşliğinde musluklardan kan akmaktadır. Halka verilen mesaj ise epey açıktır. Bu sadece bir örnek… Doğudaki vilayetlerde ve büyükşehir gettolarında halk seçimlerde HDP’ye oy vermesi için sözlü ve yazılı olarak seçim öncesi yoğun bir şekilde tehdit edilmiştir. “Bu köyden AK Parti’ye tek bir oy çıkarsa ne olacağını görürsünüz”. Ve çıkmadı o oy. AK Parti o köyden niye oy alamadı? Buyurun analize… Kan’sız olsun ama.

Seçim ertesi… Yine Van’dayız… Bu sefer Erciş ilçesi… Çetintaş köyünde sandık kurulu başkanı ve müşahitler seçim yerine gelmemeleri hususunda tehdit ediliyorlar. Ortalık ise demokrasi havarilerine kalıyor. HDP’li demokrasi havarileri oy kullanmaya gelenleri açık oy kullanmaya zorluyorlar. Henüz oy kullanmaya gelmeyenlerin yerine de takır takır HDP’ye oy basıyorlar. Bunları görüp itiraz eden köy öğretmeni ise demokrasi karşı tutumu sebebiyle darp ediliyor ve akabinde sinir krizi geçiriyor. İnternette öğretmenin sinir krizi geçirme anının görüntüleri var. İzleyebilirsiniz. Acaba o köydekiler AK Parti’ye neden oy vermedi? Van’da niye AK Parti’nin oyları bu kadar inanılmaz bir şekilde düştü ki? Otoriterleşme?

Yine Şanlıurfa’da Erciş’tekine benzer bir durum yaşanıyor. Ömer’in elinde tonla oy pusulası var ve mührü teker teker HDP’ye basıyor. Basarken de anısı olsun diye fotoğraf çektiriyor. Ömer, mutlu. Ekrem bu fotoğrafları daha sonra Facebook’a yüklüyor ve şu yorumu yapıyor: “Ömer hilede HDP’ye vuri wallah.” Şanlıurfa’da niye AK Parti’nin oy oranı düştü ki? AK Parti çok rererö oldu?

Bu olaylar sadece bizim duyduklarımız. Eminim, fotoğraf çekip onları da Facebook’a yüklemeyecek kadar akıllı olan tonla demokrasi havarisi vardır. Şehir merkezindeki bilbordlardan açıkça halkı kanla tehdit edecek kadar pervasızlaşan ve şımarıklaşan bir örgüt ne yapmaz ki? Aklınıza yapamayacağı bir şey geliyor mu?

Peki, bu nasıl? Çok taze bir haber… Şanlıurfa Valisi İzzettin Küçük televizyonda konuşuyor ve PKK’nın her evden bir çocuk dağa kaçırma politikası çerçevesinde son 6 ayda bölgede yaklaşık 3000 çocuğu kaçırdığını söylüyor. İşte muhteşem bir seçim atmosferi!

Son söz analiz kasanlar için… Veriler ortada. AK Parti’nin oylarındaki ciddi düşüşü kan’sız açıklayabilmek için, Kürtlerin görüp de Türklerin göremediği bir şey bulmanız gerekiyor.

Fakat yapılan analizlerde neredeyse hiç mevzunun bu yönü -kan ve tehdit- gündeme gelmiyor. Neden? Seçimi kaybedince çamura yatıyorlar demesinler diye mi? Ekrem’in yüklediği fotoğrafın altına ne yorum yapmıştı Mehmet? “Bu resmi kaldır heval oylar iptal olabilir çirkefe yatacaklar.”

Ve ben buradan çok temel bir eleştiri getiriyorum: Türkiye’nin kahir ekseriyetini oluşturan muhafazakâr camia o kadar pısırık ve sinik halde ki, kendi hakkının ciddi biçimde yenmiş olabileceğini düşünmeye bile korkuyor. Yukarıda anlattığım şeylerin sadece bir tanesi AK Parti lehine yaşansaydı şu anda karşı cenah bangır bangır bağırıyor olurdu. Ve seçim de kuvvetle muhtemel iptal edilirdi. Değil mi? Muarızlarının çeyreği kadar dahi cesarete sahip olmayınca ensende boza dahi pişirirler, oy ne ki? Bütün bunların üstüne bir de insan kaynağımızın ve medyamızın metodolojik ve paradigmatik sefaletini koyunca mevzu nihayete ermiş oluyor. Geçmiş olsun. AK Parti çok otoriterleşti ve şımardı, evet.