Geçtiğimiz haftanın en önemli hadisesiydi HDP’li milletvekillerinin tutuklanması. ABD başkanlık seçimi de galiba Türkiye dışında Amerika da dâhil pek ciddiye alınmıyor! ABD seçimlerine Türk televizyonları ve Türk gazeteleri kadar yer ve zaman ayıran televizyon ve gazete yok gibi görünüyor! Başkanın kim olacağının bizim açımızdan öyle fazla bir önemi de yok. Sonuçta ikisi de İslâm düşmanı, ikisi de bağımsız ve Müslüman Türkiye istemiyor! Bizim için değişen bir şey yok yani.

HDP’li milletvekillerinin tutuklanması üzerine dünya ayağa kalktı neredeyse! Dünya dediysek siz bunu ABD-AB-İngiltere-Almanya gibi ülkeler olarak anlayın! Bu ülkelerin hepsi de terör baronudur, terör örgütlerini şirket gibi kullanırlar. Onun için de bağımsız ve Müslüman Türkiye, onların bu topraklardaki maşalarına, bu topraklardaki peçetecilerine karşı bir hareket başlattığında hemen bağırmaya başlarlar: DİKTATÖR. Hemen hatırlayın PKK’nın siyasî uzantısı partinin milletvekilleri tutuklanır tutuklanmaz Alman Bild gazetesinin attığı manşeti: DİKTATÖR.

Alman Bild gazetesi belki bilmeyenleriniz vardır Axel Springer şirketi tarafından çıkarılan bir gazetedir. Axel Springer şirketi her hal ve şartta İsrail’in çıkarlarını savunmayı, İsrail çıkarlarına hizmet etmeyi şirket kuralı haline getirmiş bir şirkettir! İşte bu Axel Springer Türkiye’de Aydın Doğan’ın şirket ortağıdır. Bu manşetin atılmasını temin eden Kai Diekmann aynı zamanda Aydın Doğan’ın Hürriyet gazetesinin yönetim kurulu üyesidir. Kai Diekmann’ın CIA için çalışan bir satılmış gazeteci olduğunu yazmıştı Udo Ulfkotte! Daha ne olsun? Bu arada Hürriyet gazetesinin 20 yıl genel yayın yönetmenliğini yapan Ertuğrul Özkök de arada bir Alman Bild gazetesinde köşe yazar! Üstelik Bild gazetesindeki köşesinde PKK’dan “radikal Kürt partisi” olarak bahsetme basiretini göstermişti! Dikkatinizi çekerim terör örgütü değil, radikal bir parti olarak görüyor PKK’yı Ertuğrul Özkök! Oysa Türkiye yıllardır PKK’nın bir terör örgütü olduğunu kabul ettirmek için batı ülkelerinde ne terler döküyor! Kai Diekmann’ı, Ertuğrul Özkök’ü aklımıza getirince Hürriyet gazetesinin neden hiçbir batı ülkesini, özellikle de ABD ve İsrail’i asla eleştirmediğini anlayabiliyoruz! Hele Axel Springer şirketinin Aydın Doğan’ın ortağı olduğunu da aklımıza getirince bizim için hiç de sürpriz olmuyor Hürriyet gazetesinin bu tavrı! Sonuçta bu şirket İsrail’in çıkarlarını korumayı bir şirket kuralı getirmiş bir şirkettir! Daha ne bekleyebilirsiniz ki!

Alman Bild gazetesinin Diktatör manşeti atması, ya da ABD-AB’nin ayağa kalkması öyle pek önemli değil de Türkiye sınırları içinde icra-ı faaliyet eyleyen tırnak içinde bazı “İslâmcılar” ne demeye demokrasi, hukuk falan demeye kalkıyorlar, onu anlamakta zorlanıyor insan! Sanki bu ülkede yaşamıyorlar, sanki bu terör partisinin eş başkanı meydan okuyarak “sıkıysa gelip alın bizi” dememiş, Devlet’e racon kestiğini görmemiş gibi demokrasi falan diyorlar! Yahu bu terör partisinin milletvekilleri değil miydi “İfadeye kendi rızamızla gelmeyeceğiz, bizi ifadeye ancak zorla götürebilirsiniz” diyenler! Devlete meydan okudular, adeta racon kestiler! Şimdi de kestikleri raconun sonucuna katlanıyorlar, daha doğrusu katlanmak zorundalar. Fakat onların yerine ağlamak, onların yerine avazı çıktığı kadar bağırmak bizim tırnak içinde bazı “İslâmcılarımız”a kalmış! Terör partisinin tutuklanan üyeleri yerine bizimkiler ağlıyor, bizimkiler bağırıyor! Artık kime şirin gözükmek istiyorlarsa! Bunu bizim bilmemiz mümkün değil tabii ki!

Terör partisinin milletvekilleri arkalarına aldıkları ABD-AB gibi devletlere, PKK-PYD gibi terör örgütlerine güveniyorlar da racon kesiyorlardı! Bizim tırnak içinde bazı “İslâmcılarımız” kime güveniyorlar acaba?