Her bir sallama, her bir sarsma bir uyarıdır aslında.

Muhatabına birşeyler söylemek, muhatabını uyarmak ve uyandırmak ister.

Yapılması gereken şey uyarıları görüp uyarılan konuda gerekli önlemleri almaktır.

Uyarılara kulak tıkanırsa, sonuçlarına da katlanmak zorunda kalınır.

Ülkemiz doğusu ve batısıyla deprem bölgesinde bulunuyor.

Depremin sarsıntısını taa yüreğinde yaşamış, depreme canından can, malından mal, imkânından imkan vermiş, depremin canını yaktığı bir milletiz.

Deprem hususunda ciddi ihmallerimiz olduğu özeleştirisini yapmazsak, eksiklerimizi görmezsek, hatalarımızden ders çıkarmazsak acılar yaşamaya ve yaşatmaya devam ederiz.

Birkaç kuruş fazla kazanacağım diye yaptığı binanın malzemesinden çalan müteahhit, yapılmaması gereken binalara izin veren belediye yetkilisi, deprem için hazırlık yapmayan ilgili görevli denetlenmeli, uyarılmalı ve gerekiyorsa cezalandırılmalıdır.

Ama birilerinin ihmali, birilerinin sorumsuzluğu, birilerinin işlerini savsaklaması masum insanlara, tüm topluma, bütün bir millete ceza olarak ödetilmemelidir.

Her bir vatandaşı deprem hususunda bilinçlendirmeli, yapılan binaların usulüne ve dayanıklı bir şekilde yapılıp yapılmadığını ciddi bir şekilde denetlemeli, usulüne uygun olmayan binalar ile ilgili gerekli adımları acilen atmalı, olası deprem durumlarında neyi, nasıl ve ne şekilde yapacaklarımız hususunda kafamız net olmalıdır.

Deprem öncesi, anı ve sonrası ile ilgili yapacaklarımız açık olmalıdır.

Bu konuda yapılan çalışmaları, atılan adımları, alınan önlemleri toplumu da bilgilendirerek yürütmeliyiz.

“Depremle yaşamaya alışmamız gerekiyor” ifadesi söylemden öteye geçmeli, çok ciddi önlemler almalıyız.

Geçtiğimiz hafta Elazığ merkezli yaşanan deprem yüreğimizi ağzımıza getirdi.

Yıkılan binalar, altında kalan canlar, canından can kaybeden yaralı insanlar bizim de canımızı yaktı.

Yine birkaç gün önce Manisa merkezli yaşanan sarsıntı İstanbul’dan hissedildi.

Son günlerde yaşadığımız sarsıntıları, olmasını istemediğimiz ama işin uzmanlarının olacağı hususunda tahmin yürüttüğü büyük depremler için uyarıcı olarak görüp, acilen eylem planımızı ortaya koymalıyız .

Nüfusumuzun dörtte birine ev sahipliği yapan İstanbul için deprem konusu yeni gündemde olan bir durum değil.

Uzun süredir konuşulan bir konu.

İstanbul’da olabilecek bir depremin sonuçların düşünmek bile ürütücü.

Depremlerin sarsmasından, sallamasından ve uyarmasından gerekli, ciddi ve önemli dersleri almazsak, Allah korusun, canımız çok daha fazla yanacak.

Bireyinden yetkilisine, memurundan amirine, bu konuda her birimizin yapabilecekleri var.

N’olur canımız daha fazla yanmasın, gerekli ciddiyeti bütün bir millet olarak gösterelim.

Olması engellenemeyen depremler için en azından hazır olalım.