Köprüden önce son çıkıştayız. Karşı yaka alternatifi bizim için yok hükmündedir. Zira hepimiz için memleket burası ve köprüden karşı tarafa geçerek başka memleketlerin de var olduğu ümidinde olanlar büyük yanılgı içindeler. Köprü tam da denizin ortasında orta yerinden patlatılmış durumdadır. Siz! Bu memlekete düşman olanların çığırtkanları… size sesleniyorum! Sizin için de başka alternatif yok. Bu memleket gerisin geriye giderse -Allah korusun- sizin dahi gideceğiniz bir yer yok. Hatta sizin hiç yok. Vatanına ihanet edenleri toprak bile kabul etmez.

Vatana ihaneti meziyet bilip dini argümanları dahi bu duruma alet eden cemaati dünün cemaat düşmanı ve Kemalist’i desteklerse, Türklüğü ile övünüp sırf AK Parti karşıtlığından Kürtlüğü ile öne çıkan HDP’yi destekleyen bir MHP türemişse bu ülkedeki mevzunun siyasetin dışında birtakım emeller olduğu ayan beyan gün yüzüne çıkmıştır. İleri bir Kemalist’in kaleminden şu cümleler dökülüyor:

“Bazen kendi kendime düşünürken ya da arkadaşlarla konuşurken konu hep aynı yere geliyor!.. “Ne günlere kaldık!.. Eskiden iktidarın tetikçisi ve taşeronu olan cemaatle kavgalı idik. Şimdi bunca haksızlığa uğrayınca onların yanında yer almak, onları savunmak durumunda kalıyoruz. Apo’nun uzantısı olan HDP’den nefret ederdik. Şimdi AKP’nin elinden iktidarı söküp alma görevi adeta onlara verildi ve biz HDP’nin yüzde 10 barajını aşmasını dilemeye başladık!”

Asıl soru şu: Düşman bildikleri HDP ve cemaate desteği ne uğruna ve kim istediği için bir görev addediyorlar? Ben size söyleyeyim.

Alnı secdeye değen bir Cumhurbaşkanı ve Başbakan istemedikleri için.

Zafer Bayramı resepsiyonunda Kur’an okunmasından ve içki servisi yapılmamasından rahatsız oldukları için.

Başörtülü bir avukatın duruşmalara girmesi, çocuklarını emanet ettikleri öğretmenlerin başörtülü veya dindar insanlar da olabileceği ihtimaliyle kahroldukları için.

Ortaokul çağlarından itibaren Kur’an öğrenebilmenin önündeki engellerin kalkmasından bedbaht oldukları için.

Sonuna kadar dinsizlik yapabilecekleri bir Türkiye’nin, sürekli büyüyen yeni bir Türkiye’nin kendileri adına kötümser tablosundan duydukları üzüntü için.

Devletin gücünü elinde bulunduranların ülkesini seven, dinini seven vatanının bir parça toprağı için canını seve seve verebilecek insanlar olduklarından duyulan korku için.

Dünyanın neresinde bir mazlum varsa, nerede bir Müslüman halk varsa Türkiye’nin güçlü olması dolayısıyla da AK Parti’nin kazanması için ettikleri dualardan duydukları hicapları için. Vb. vb.

Köprüden önce son çıkıştayız. Tercih, ya memleketten ve istikrardan yana olacak ya da Türkiye’yi gelişmekte olan* ülkeler sınıfında bulundurmaktan yana…

*Gelişmekte olan gazetemiz sözlüğündeki tanımı için: