Sınavlar ülkesi Türkiye. İlkokuldan itibaren BİLSEM sınavı ile başlayan mücadele, ortaokulda LGS ile çocuklarımızın hayatlarında önemli etkiler bırakmaktadır. LGS esasında akademik liselere öğrenci seçme sınavı olarak konumlandırıldı. Fakat hemen hemen tüm meslek liseleri de kontenjanının çok sınırlı bölümlerini LGS sonucuna göre aldıkları için bu okullar da proje okulu olarak adlandırılmaktadır.

Proje okullarının dağılımı, okulların şehrin coğrafyasına yayılması, ilçelerde fen liselerinin yaygınlaştırılmaması gibi hususlar akademik liselerin tekrar gözden geçirilmesini zorunlu kılmaktadır. Zira, ilçelerdeki fen liseleri yüzde 15-20’lik dilimlerden öğrenci almakta fakat il merkezlerindeki bazı mahalle okulu olan Anadolu liseleri not ortalaması ile öğrenci almasına rağmen dağa üst başarı gruplarından öğrenci alabilmektedir.

Akademik liseler büyükşehirlerin nüfus yoğunluğunu kendi bölgelerinde eritmelidir. Tüm akademik liseleri şehir merkezinde toplamak başarılı çocukları saatlerce servis yolculuğuna mahkûm etmek anlamı da taşımaktadır.

Son yıllarda lise öğrencileri arasında özellikle 11 ve 12. sınıflarda üniversite hazırlık çalışmaları ayrı bir formata bürünmektedir. Lise eğitim süresi 3 yıldan 4 yıla çıkartılırken öğrencilerin ders yoğunluğunun azaltılacağı, daha fazla sosyal etkinliğe ağırlık verileceği, çocukların gelişiminin her bakımdan destekleneceği ifade edilmişti.

Gelinen noktada haftalık 40 saatlik yoğun bir ders programı ile sabahtan akşama kadar ders gören milyonarca öğrenci, lise sınıflarını doldurmaktadır. Liseler 3 yılken elde edilemeyen hangi kazanımlar lise 4 yıl olunca elde edildi, tartışma konusu.

Liselerde sınıfta kalmanın neredeyse imkânsız olması ayrı bir problem. Sistem akademik yönü güçlü öğrencileri seçemiyor mevcut haliyle. Öğrenciler nasıl olsa liseyi bitireceğim anlayışı ile işi ciddiye almayabiliyor. Eğitim ciddi iştir, eğitimin kendi geleneği ve kuralları vardır. YKS’ye giren 2 milyondan fazla öğrencinin matematik net ortalaması 40 soruda 4-5 soru oluyorsa Türkçe sorularında bile 40 soruda 13-14 net yapılabiliyorsa eğitimin niteliğinde sorunlar var demektir.

Eğitimcilerin, özellikle liselerde görev yapan eğitimcilerin yaygın kanaati, lise eğitim süresinin 3 yıl olması; son senenin üniversite hazırlık senesi olarak belirlenmesi yönünde. Zaten son yıllarda lise son sınıf öğrencilerinin önemli bir kısmı açık liseye geçmektedir.

Devlet okulları bu anlamda bir çıkmazı da yaşamaktadır. Üç yıl boyunca emek verdikleri öğrencileri son sene üniversite hazırlık çalışmalarının daha rahat yapıldığı özel liselere geçmektedir. Ya da özel liseler sınav kaygısının olmayacağı, lise son sınıfta sadece üniversite çalışması yapılacağı gibi vaatlerle öğrencileri transfer etmektedirler.

Devlet okullarında lise son sınıf öğrencileri arasında açık liseye geçme eğilimi artmaktadır. İlçelerdeki fen liselerinde son sınıfta çocuklar hazırlık kurslarının bulunduğu şehir merkezlerine kayıtlarını aldırmaktadırlar.

Yani, 90 kişi ile 9. sınıfa başlayan ilçelerdeki fen liseleri 40 kişi mezun verebilmektedir. Tüm bu sorunlar, eğitimcilerin, eğitim sendikalarının, eğitim paydaşlarının katılımı ile uzun soluklu çalıştaylarla yeniden gözden geçirilmelidir.