İsrail’le ilişkilerini normalleştirme anlaşması imzalayan Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) uzun bir süredir Amerika’dan F-35 savaş uçağı satın almak istediği biliniyordu.

Anlaşmanın bu tür bir satışı içerip içermediği bilinmiyor.

Fakat Abu Dhabi’nin arzusunu gerçekleştirmeye bir adım daha yaklaştığı kesin.

Niteki ABD Başkanı Donald Trump, önceki gün yaptığı açıklamada anlaşmanın doğurduğu yeni dinamikleri göz önünde bulundurarak BAE’ye F-35 satışını değerlendirmeye aldıklarını söyledi.

Abu Dhabi’nin çok fazla parası olduğuna dikkat çekti.

Başkanlık koltuğuna oturduğundan bu yana iş adamı kimliğini her fırsatta yansıtan Trump’ın Kasım’da yapılacak seçim öncesi BAE’ye birkaç F-35 satma niyetinde olduğu anlaşılıyor.

İsrail ise bölgedeki askeri üstünlüğünü koruma bahanesiyle – müttefikleri dahi olsalar – Arap ülkelerine F-35 ve gelişmiş silahlar satılmasına karşı.

Bununla birlikte Netanyahu’nun gizli bir anlaşma yapmış olabileceğinden söz ediliyor.

BAE’nin amacı satın alacağı F-35 ile hem Katar’a karşı üstünlük sağlamak ve hem de Yemen gibi askeri müdahalede bulunduğu ülkelerde gücünü artırmak.

Abu Dhabi ayrıca geçmişte birkaç kez Amerika’nın kullandığı el-Udeyd Hava Üssü’nün Katar’dan taşınması için girişimde bulunmuştu.

BAE yönetimi, üssün başka bir ülkeye taşınması halinde Doha’nın korumasız kalacağını ve dolayısıyla Katar Emiri’ne darbe planlarını daha kolay hayata geçirebileceğini düşünüyor.

Abu Dhabi ve Tel Aviv arasında imzalanan normalleşme anlaşmasıyla bu konu yeniden gündeme geldi.

Muhammed bin Zayed’in böyle bir talebi olsa dahi Amerika’nın anlaşma için böyle bir şartı kesinlikle kabul etmeyeceği belirtiliyor.

Ayrıca BAE’nin Washington’a bu tür dayatmalarda bulunabilecek gücü yok.

ABD’nin çıkarları aksini gerektirmedikçe o üs orda kalır.

Üstelik Washington ve Doha arasında hâlihazırda herhangi bir anlaşmazlık söz konusu değil.

ABD Dışişleri Bakanlığı Terörle Mücadele Koordinatörü Büyükelçi Nathan Sales geçenlerde Doha’yı ziyaret ederek, terörle mücadele ve güvenlik konularında gösterdiği güçlü işbirliği dolayısıyla Katar’a teşekkür etti.

BAE’nin İsrail ile yaptığı anlaşma iki ülke arasında imzalanmış sıradan bir ilişkileri normalleştirme anlaşması değil.

Filistin davasını tümüyle tasfiye etmeyi hedefleyen ve “Yüzyılın Anlaşması” adı verilen kapsamlı planın bir parçası.

Filistinliler tarafından ihanetle suçlanan BAE yönetimi Arap sokağından gelen tepkileri tek başına karşılamamak için suç ortağı arıyor ve Sudan gibi başka ülkeleri de aynı adımı atmaya teşvik ediyor.

Daha da kötüsü kendini haklı çıkarabilmek için Filistin davası ve direnişi aleyhine yoğun bir şeytanlaştırma kampanyası yürütüyor.

Tarihi gerçekleri yok sayarak işgalcileri haklı göstermeye çalışıyor.

İsraillilerden çok İsraillilik yapıyor.

BAE’nin bu büyük ihaneti karşısında Amerika’nın ve İsrail’in kendisine taviz vermeyeceği kesin.

Nitekim Netanyahu anlaşma uyarınca İsrail’in Batı Yaka’daki bazı bölgeleri ilhak planından vazgeçtiği iddialarını anında yalanladı.

BAE’nin kendisinin elde edeceği çok fazla bir şey de olmayacak.

Abu Dhabi er ya da geç tamamen İsrail’in kanatları altına girmenin faturasının getirisinden daha büyük olduğunu bir gün mutlaka anlayacak.