Alaska’daki Trump ve Putin’in sonra, Fransa, Almanya, Finlandiya, İtalya ve İngiltere liderleri ile birlikte Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Trump ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy ile yapılan görüşmelerde Zelenskiy’i yalnız bırakmadılar.

Ancak, verilen fotoğraflarda Trump’ın üstünlüğü ve üstünlük kurma çabası kendisini hissettiriyordu.

Avrupa liderleri ihtiyatlı bir iyimserlik içerisinde olsalar da henüz ateşkes ve barış için şartların oluştuğunu söylemek için erken.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yapılacak olası görüşmenin, Türkiye, İsviçre veya Avusturya'da yapılmasını önerdi.

Ukrayna’da bir barış olacaksa bu Türkiye’nin de içerisinde bulunacağı bir süreçte mümkün olacaktır.

Nitekim, Trump Beyaz Saray’da Zelenskiy’e hakaretler ettiği görüşmeden hemen sonra Zelenskiye Türkiye’ye gelmiş yağmurda Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın şemsiyesi altına girerken adeta himayesi altına da girmişti.

Geçmişte esir takasında ve tahıl koridoru oluşturulmasında etkin bir rol alan ve her iki tarafla da iyi ilişkileri olan tek ülke olarak Türkiye Ukrayna’nın barış sürecinde aktif bir rol üstlenecektir.

Gazze’de soykırımın ortasında insanlık

İsrail ordusu, “Gideon’un Savaş Arabaları II” adını verdiği yeni saldırı planını başlattığını duyurdu. Ordu sözcüsü Effie Defrin, bu operasyonun Gazze kentini işgal etme sürecinin ilk adımı olduğunu açıkladı. Bu cümle, sadece bir askeri planın duyurusu değil; milyonlarca insanın yaşamına gölge düşüren bir karanlığın ilanıdır.

Bir annenin bebeğiyle birlikte hayatını kaybetmesi, yardım bekleyen insanların üzerlerine ateş açılması, çocukların bir avuç un almak için çıktığı yollarda keskin nişancıların hedefi olması, bir ailenin çadırıyla beraber yok olması… Bunlar sadece istatistik değil. Her biri bir yüz, bir hayat, bir gelecek. Her biri insanlığın vicdanına kazınmış bir yara.

Bu işgal planı yalnızca bir askeri hamle değil, aynı zamanda barış umudunun yok edilişidir. İngiltere dahi, İsrail’in Batı Şeria’da uygulamaya koyduğu “E1 Projesi”ni kınayarak, bunun “iki devletli çözümü baltalayacağını” açıkladı. Eğer dünya, iki devletli çözüm fikrini savunan müttefiklerinin uyarısını bile dikkate almayan bir işgalciyi durdurmazsa, Gazze’de sadece bir şehir değil; barışın kendisi yıkılacak.

Hamas, İsrail’in bu işgal planının “öncekiler gibi başarısız olacağını” duyurdu. Ki ben de başarısız olacağına inanıyorum.

Fakat bugün asıl mesele askeri başarı ya da başarısızlık değil; mesele, Gazze’nin enkazı altında kaybolan çocukların hayalleri, annelerin feryatları, insanlığın sessizliğidir.

Gazze, dünyanın gözleri önünde yok ediliyor. Uluslararası hukuk, insan hakları, diplomatik çözüm çağrıları… Hepsi birer süslü cümleye dönüşmüş durumda. Gerçek ise çok daha yalın: Gazze’de insanlar ölüyor, sürülüyor, yok ediliyor.

Ve biz susarsak, sadece Filistin’i değil, kendi vicdanımızı da kaybedeceğiz. Çünkü bugün Gazze’de atılan her bomba, yarın insanlığın kalbine düşecek.

Nihayetinde, sessizce ya da hiçbir şey yapmayarak Siyonist İsrail’in Gazze’de yaptıklarını izleyen insanlık oradaki soykırıma ortak olmuyor mu?