Avrupa Birliği ve ABD 15 Temmuz gecesi ‘Türkiye diktatörlükle yönetiliyor’ rüyasından uyandı. Halkın cuntaya tepkisi Batı’nın özellikle son üç senedir işlediği ‘Erdoğan otoriterleşiyor, baskı ile iktidarda kalıyor’ tezini yerle bir etti. Şimdi bu gerçekten, haksız çıkmanın getirdiği utançtan köşe bucak kaçıyorlar. ‘Darbecilerin hakları…’, ‘İdam getirme sakın ha!’, gibi gevezeliklerle topu sürekli taca atıyorlar. Herhalde baş geveze olarak da Avusturya Dışişleri Bakanı Kurz’u atamışlar, bulduğu her boşlukta ‘Türkiye ile ilişkileri donduralım’ deyip duruyor.

15 Temmuz süreci bize, söz konusu çıkarları ve kibiri olduğu zaman, Batı’nın ‘prensiplerini’ bir anda kenara bırakabildiğini daha net gösterdi. Meşruiyete destek olmaktansa; hazır yakalamışken Türkiye’yi köşe sıkıştırmayı ve ‘otoriterlik tezleri’ni farklı bir boyuta taşımayı tercih ettiler. ‘Türkiye’de diktatörlük var’ın vadesi doldu, sıradaki tezvirat ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönettiği Türkiye güvenlik tehdidi oluşturuyor’ üzerinden dönecek. Zaten iki hafta önce The Independent bununla ilgili bir ipucu vermişti: ‘Suriye’nin Türkiye olmasını bekliyorduk ama Türkiye Suriye oldu’ şeklinde bir manşet atmışlardı.

ÇOK GİZLİ İDDİALAR!

Almanya’nın birinci televizyonu ARD’de önceki gün şöyle bir haber çıktı: Muhalefetteki Sol Parti’nin soru önergesine yanıt veren Almanya İçişleri Bakanlığı, Türkiye’nin, ‘Mısır’daki Müslüman Kardeşler, (Filistin’de) Hamas ve Suriye’deki silahlı muhalif gruplara destek verdiğini’, özellikle de 2011 yılından itibaren ‘Türkiye’nin Ortadoğu bölgesindeki İslamcı gruplar için bir merkez haline geldiğini’ iddia etti. ARD bu haberi izleyicilerine ‘Türkiye’de teröre destek var’ olarak sundu. PKK ile koyun koyunayken ne kadar cüretkâr bir iddia… Aslında İçişleri Bakanlığı’nın yanıtı ‘çok gizli’ymiş ama ne hikmetse basına bir şekilde sızmış. Neden ‘çok gizli’ ne şekilde basına ‘sızdı’, bilmiyoruz. Bunları yoldan herhangi bir Türk’ü çevirip de öğrenebilirlerdi. Türkiye İhvan, Hamas ve Suriye’deki muhaliflerle olan ilişkisini ne zaman gizledi? Ama tabii ‘Türkiye Ortadoğu bölgesindeki İslamcı gruplar için bir merkez haline geldi’ dediğinizde, bunu bir şekilde temellendirmeniz gerekiyor.

ARD’nin haberinin başka bir boyutu daha var, o da terör örgütü DAEŞ ile ilgili kısım. ‘Basına sızan çok gizli raporda’, Alman İçişleri Bakanlığı Türkiye’nin DAEŞ’e destek verdiğini ispatlayacak bir bilgi olmadığını söylüyor. Fakat ARD’nin haberinde bu kısım yok. Türkiye, Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier’in de desteklediği Suriyeli muhalifler ile ilişkide diye ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti’nin teröre destek verdiğine’ inanmızı istiyorlar. Bu haber şu an Almanya’da ciddi ciddi tartışılıyor ve öte yandan Merkel’i de köşeye sıkıştıracağı düşünülüyor… Gülün diye söyledim.

MARJİNALLEŞİRSİN SOPASI

AB ile geri kabul ve PKK, ABD ile de Gülen’in iadesi ve PYD üzerinden zaten gergin olan ilişkiler, 15 Temmuz sonrası adeta boyut atladı. Batı’nın darbe girişimi sonrası ortaya serdiği prensipsizlik, ‘elit’ kesimde dahi ‘Batı’ya yakınlaşmayı’ sorgulatır hale geldi. Şimdi AB’nin bizden almak istedikleri var. Özellikle vize anlaşmasında geri adım istiyorlar. Bunun için de alttan ‘Seni marjinalleştirir, güvenlik tehdidi olarak lanse ederiz’ sopası gösteriyorlar. ARD’nin haberini Avusturya Havalimanı’nda geçen yazıdan ve İsveçli Bakan’ın rezalet iddiasından da bağımsız okuyamayız…