Türkiye Cumhuriyeti kurulalı beri dünya siyasetine yön veren güçler bir strateji izlediler.

Stratejilerinin ana omurgası Türkiye’yi ‘ne oldurmak ne de öldürmek’ ekseninde kurgulanmıştı.

Amaçları Türkiye’nin gelişmesini önlemek, dışa bağımlı kalmasını sağlamak ama belli bir seviyenin altına da düşürmemekti.

On yıllarca bu amaçlarını gerçekleştirdiler.

Ülkeyi kalkındırmak ve bağımsızlaştırmak isteyen, sosyal barışa odaklı icraatlar yapan siyasetçileri darbelerle devirdiler, işkenceler yaptılar.

Kendi eksenlerinden çıkmayan kukla profilleri desteklediler, onlara alan açtılar.

Bu faaliyetleri gerçekleştiren ülkelerin başında da ABD geliyor.

AMERİKA’NIN HEDEFLERİ DÜN BÖYLEYDİ, PEKİ BUGÜN NEDİR?

TÜRKİYE DÜN ÖYLEYDİ, PEKİ BUGÜN NE YAPIYOR?

Türkiye çok kritik bir süreçten geçiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan 2014’ten bu yana “Kurtuluş mücadelesi veriyoruz” diyor.

Peki neden?

Sorunun cevabını Condoleezza Rice veriyor. ABD’ye dış işleri bakanı olmadan 2 sene önce yazdığı makalede “Ortadoğu’da Türkiye de dahil 22 ülkenin sınırları değişecek” diyor.

Yani artık ‘ne oldurmak ne öldürmek’ stratejisi bitmiştir.

Artık Türkiye’yi yok etmek üzere kurulu bir ‘dizayn planı’ devreye sokulmuştur.

Bu görüşün sağlamasını yapmak için sahaya bakmak yeterli.

ABD güneyimize 13 üs kurarak yerleşti. Çapulcuları düzenli ordu haline getirdi. Bununla birlikte 2013’ten beri yaşadıklarımız başka hiçbir ülkenin göğüsleyemeyeceği kadar karmaşık ve asimetrik operasyonları içeriyor. Başkentimiz vuruldu, Cumhurbaşkanımıza aleni suikast düzenlendi. Dış destekli üç terör örgütünü üzerimize saldılar. Toplumu bölmek ve kutuplaştırmak için türlü tezgâhlar kuruldu. Ekonomi alt-üst edilmek isteniyor. Devam eden Ambargo Davası da bu minvalde sürüyor.

Peki ABD’nin hedefleri ve hesapları değişirken Türkiye hep aynı mı kaldı? Tabii ki hayır.

Türkiye’de değişen en büyük iki unsur:

1-Güçlü siyasi irade,

2-Seçtiğinin yanında duran, vatanını savunan halk.

Artık Türkiye’nin refleksleri değişmiştir. Terör saldırıları akamete uğratılıyor, darbe girişimleri püskürtülüyor, ekonomisini geliştiriyor, bağımsızlaşmaya dönük politikaları hayata geçiriyor.

Ajanları yakalayan, onları bülbül gibi konuşturan, sınır ötesi operasyonlar yapan, içerdeki teröristlerin canına ateş sokan bir devlet

VE

Darbelere darbe yapan, seçtiği siyasetçiye sahip çıkan, oyunların farkında bir millet var.

İşte bu tablo gâvuru çileden çıkarıyor.

Çıkarsın! Bizim de istediğimiz bu.

Biz millet olarak hiçbir zaman köle olmadık.

Hiç bir zaman sömürge olmadık.

Artık uyanış vaktidir.

Artık diriliş ve direniş vaktidir.

Bu süreçte her kim ne ‘iş’le meşgulse daha liyakatli ve ehliyetli yapmaya çalışsın, etrafını uyarsın.

Zalime karşı durmak, dilimizle, kalemimizle, oyumuzla gerekirse bilek gücümüzle ne gerekirse yapmak durumundayız.

Allah bu millete zeval vermesin.

Tuzak kuranlar, kurdukları çukurlarda boğulsun.

Yolumuz açık olsun.