Başkalarının çocukları babasız kalmasın diye kendi çocuklarını babasız bırakanlardan, emniyet ve Jandarma teşkilatımızın güzide evlatlarından bahsediyorum. Bu yazımın konusu emniyet mensuplarının şahit olduğum bazı sıkıntıları.

Dinledim; bir kez yazmasam olmaz.

Yazmayacaksam o zaman dinlemeyecektim.

Dinlediğimi yazarken kırıcı olmak yerine yapıcı olmak da lazım.

O halde başlayalım yapıcı olduğunu düşündüğüm eleştirimize.

“ALLAH KORUYOR BİZİ”

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine yaptığım seyahatlerde kontrol noktalarından giriş sağlarsınız.

O bölgeye gidenler için malumdur durum.

İl ve ilçeye girişte ana arter dediğimiz yolların neredeyse tamamında kontrol noktası mevcuttur.

Bir gece yolculuğunda ilçeye girişte noktada durdum, aracı kenara çekip selam vermemin ardından çaylarının olup olmadığını sorduğumda “Buyurunuz” dediler.

Sık geçiş gerçekleştirdiğim için o güzergâhtan yüz aşinalığı olmuştu ve çay talebim o nedenle kolay oldu.

Çay içerken kontrol vazifelerinin yanında biraz sohbet imkânımız oldu.

İlçemizde personel sıkıntısı ciddi boyutta,

Öyle ki bazen karakol, mahalle bakkalı gibi boş bırakılıp göreve çıkılmakta.

Evet, karakol personel yokluğundan kimse bırakılmadan terk edilerek mevcut personel göreve çıkmakta.

Aklınızdan “Mevcut personelin mesaisi artırılarak çözüm bulunabilir” gibi bir fikir gelmesin sakın. Zira ilçede bulunan personel zaten neredeyse ailesi ile yabancı, çocuklarına komşu diyebileceğimiz bir mesaiyle çalışmakta.

“İl merkezinde durum ne peki?” dediğimde anlattılar.

“Hüseyin Bey, sıkıntı bir anlamda oradan kaynaklanmakta. Merkezde normal mesai ile çalışan arkadaşlardan buraya küçücük bir takviyenin yapılması sorunu çözecek. Biz, eş ve baba olduğumuzu hatırlayacağız eğer öyle olursa. İnanın Allah koruyor bizi” demezler mi?

Yüzlerine baktığınızda gerçekten takat kalmadığını görebiliyorsunuz.

Üzülüyor insan ama…

Karakolun boş bırakılmasına mı?

Vatan evlatlarının müdürleri tarafından böyle gözden kaçan ihmal ile sahipsiz bırakılmasına mı?

“Vali beyin yüzünü görmedik daha, ‘Vallahi biri gelse, ben il valisiyim’ dese inanırım” demesin mi?

Kendilerine komşu olan ilin emniyet müdürünün personeline nasıl değer verdiğini duyduklarından “Keşke bizim emniyet müdürümüz” olsa diye iç geçirmelerine mi?

Üzüleceğini şaşırıyor.

Koca vali ziyaret etmemiş, kaymakam gelip dil ucuyla hal hatır sormuş. İl emniyet müdürü ilçesinde yaşanan bu durumdan bîhaber.

İşte o nedenle; canlarını bu toprak için siper ederken mesai gözetmeden çalışan vatan evlatları can baş üstüne olmasın mı?

Emniyet Genel Müdürümüz Celal Uzunkaya’ya bu konuda da iş düşüyor. Makamın getirdiği sorumluluklar içinde, il müdürlerinin gözünden kaçan eksikler en tepe nokta olduğu için kendisini de sorumlu kılar.

O nedenle Rabbim yar ve yardımcıları olsun…